AP Photo/Archaeological Society SAP
Together in Death
This photo provided by the Archaeological Society SAP in Mantua, Italy, shows a pair of human skeletons found at a construction site outside Mantua.
Şubat 8, 2007 Geliştirici: Bekir L. Yildirim
AP Photo/Archaeological Society SAP
Together in Death
This photo provided by the Archaeological Society SAP in Mantua, Italy, shows a pair of human skeletons found at a construction site outside Mantua.
Toplum kategorisinde yayınlandı | 26 Yorum
Bekir Bey,
Bugün Hürriyet Gazetesinde de rastladığım haberin link adresini izninizle vermek istedim.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/5909788.asp?m=1&gid=112&srid=3431&oid=2
Selam ve saygılarımla…CEREN
BeğenBeğen
Teseklkurler Ceren Hanim. Turk medyasinda da ciktigini bilyordum. Sadece resmi koymak istedim aslinda. Yazi beraber geldi.
BeğenBeğen
Bekir Beyciğim,
Etti iki. Allah Allaaah!
BeğenBeğen
Merhaba Bekir Bey;
Ben aşkı öyle çizemem. Ağlayan bi smiley ancak elimden gelebilecek şu anda. Ama o da sadece iki karekterden ibaret olacak sadece. Smiley bile olmayacak. Gülümsemeyecek yani. İşte aşkın iki karekteri: ;(
İyi günler…
BeğenBeğen
Dedim ya Metin Bey dostum, uyumayan kus….:)
Neyse ki Abidin degilsiniz Sn. Dogu 🙂
BeğenBeğen
Sarılmış uyurken, deprem yada benzer bir çöküntü altında kalmış karı-koca da olabilirler..
[romantizme limon sıktım galiba :lol:]
BeğenBeğen
Walla ben bunu aşka değil de korkuya yordum. Fotoğrafta çiftler, bişeyin korkusundan canhıraş bi şekilde el ele tutuşmuşlar gibi bi görüntü var.
BeğenBeğen
Gavurlardan duydugum iki soz: It is all in the eyes of the beholder (Hersey goren gozlerdedir) veya “gercek algiladiginizdir”. ben ask (sevgi) gordum. Benim gordugum en romantik resim. Ne kim olduklari, ne nasil oldukleri umurumda. Iki kardes te olabilirler kari koca da, sevgili de; hatta iki yabanci da… Sizler forensik bilimci gozlugu ile inceliyorsunuz saniyorum. Yarin Hallmaerk ve diger tuccarlar bu forograftan kartlar yapacaklar. O zaman buyusu kaybolcak; meta olacak digerleri gibi. Simdilik buyulenmis olarak temasa ediyorum.
BeğenBeğen
Bekir Bey gerçekten de Abidin olmamam büyük şans 😀
İyi günler.
BeğenBeğen
Bekir bey; “Ne kim olduklari, ne nasil oldukleri umurumda. Iki kardes te olabilirler kari koca da, sevgili de; hatta iki yabanci da…ben ask (sevgi) gordum…gercek algiladiginizdir”
Haklısınız.Az önce işe gelirken düşündüğüm;hemen hemen herkesin içinde bir yerlerde heran yüzeye çıkmaya hazır bir kızgınlığın,öfkenin var olduğunu düşündüm.Sanki patlamak ve bunu dışarı çıkartmak için sebep kolluyoruz.Bu sebepler her şey olabilir;sıkışan trafik,gazetedeki haber,tanıdığımız birinin bir sözü yada tanımadığımız birinin bir davranışı..Neyi kaybettik yada daha iyimser bir yaklaşımla kaybediyoruz?Benim verebildiğim cevap “hoşgörü”.
Sürekli bir yerlere,bir şeylere yetişme aceleciliğindeyiz kısmen panik duygusu ile yaşıyoruz.
Bu mazeretle “hoş görecek” bonkörlükte olamadığımıza kendimizi ikna ediyoruz.
Hoş görmek,anlayışla ve sevgiyle ikinci kez düşünerek karşımızdakine yeniden deneyebilmesi için imkan tanımaktır.
Biraz nostaljik olacak(aslında bunu nostaljik olarak tanımlamak çok acı)Eskiden sabah işe gitmek üzere eve çıktığımda sürekli aynı güzergahta aynı insanlarla karşılaştığımızda artık bir çeşit tanıdık olurduk tebessümle selamlaşırdık ve hatta eğer bir gün görülmezlerse merak edilirdi.Kısaca birbirimize potansiyel dostlar gibi selamlarımızla bir çeşit iletişim içinde olurduk.Bu bir çeşit sevgi iletişiydi ve kaygı,korku endişe yoktu umarsızca çok içten ve doğaldı.
Şimdilerde ise değil selamlaşmak göz göze gelmek bile istemiyoruz,birbirimizden sanki alacaklılarımızmış gibi uzak duruyor ve korkuyoruz.Bir tebessüm,bir selam lafı bize vakit kaybı gibi geliyor.
Gerçek algıladıklarımız mı yoksa yansıtmaya koktuğumuz duygularımızın hala olduğu ve bizim inkar etme peşinde olmamız mı?
BeğenBeğen
Resme uzun uzun baktım ve hatta dönüp onlarca kez daha baktım.Söylediğiniz üzre ben ne görebileceğim diye..Korku görmedi gözlerim..Anladım ki aşkı görmek içinde yürek gerek..Bende o da kalmamış..Gördüğüm anda tebessüm etmiştim oysa şimdi bakıp bir şey görememek tuhaf :S Ben olsam sırtım dönük kollarının arasında olurdum diye içimden geçiyor 🙂 Bu aralar kesinlikle algı sorunum var.
Güzel akşamlar Bekir bey..Selam ve dua ile..
BeğenBeğen
Cuvaldiz Hanim,
Guzel tesbitler, modernitenin bazi duygulaimizi dumura ugrattigi, bazilarini bastirma psikolojisine surukledigi hususunda. Bu resme bakinca hissettiklerimiz resimden cok bizden kaynaklaniyor. Biz de degisiyoruz tabiiki.
Vecihe Hanim,
Bu fotograf da bir artistin sanat eseri gibi. Artistin yaparken ilham kaynagi, halet-i ruhiyesi, vermek istedigi mesaj bakan icin cok ta onemli degildir. Onun algilamasi kendi gozleri, yuregi, beyni hayat tecrubesinin eseridir. Bunun en carpici ornegini modern sanatlar” (!?) da gorursunuz. Her bakan farkli sey soyler.
Eger sizin gorusunuzu yorumlayacak ehliyetim olsa siz erkegin “koruyucu rolunu” onemsiyorsunuz derdim 🙂
Bana resmin ne anlattigini ifade etmemeyi sectim basta. Cok derinden etkiledi beni ve cok karmasik pek cok duygular cagristirdi, “olum bizi ayirincaya kadar” deyip isler biraz kesat gittiginde mahkemenin yolunu tutanlardan (iyi bilirim!) hayatin manasina , hatta “acaba ahitrette beraberlermi” sorusuna kadar.. Soyleyebilecegim herseyin resme adaletsizlik olcagini dusundum. Sairin deyisi ile “kelimelerin kifayetsiz” oldugunu…
Herkesin gordugune saygiliyim. Kimseninkini elestirmiyorum. Benim gordugum bendeki gozlerle ilgili.
Herkese selam saygi ve muhabbetle
BeğenBeğen
Sevgili Bekir Bey,
Beni de çok etkimişti. Ve bence de büyük aşkın fotoğrafı bu. İnsanın tüm yönelimi birini işte böyle, sonsuza kadar ve derinden sevmek. Ama ne mümkün! Bizim aşk dediğimiz şeyin içinde vesvese, kuruntu, kibir, gurur gibi provokatör duygular, sırtımızı birbirimze döndürmeye birebir.
Bekir Bey, Ajdar ne oldu? Kader ve Kısmet iyiler mi? Siz iyisiniz umarım.
Sevgilerimle.
BeğenBeğen
Müteessir oldum bu fotoğraftan.
BeğenBeğen
Peri Hanim,
Resmin sizde de bendekine benzer hissiyat uyandirmis olmasina sevindim.
Ajdar duydugum kadari ile basarili sanat kariyerine devam ediyormus 🙂 Ha bizim Ajdarmi? sormayin Peri Hanim. Gecen balkonun kapisini acmistim cocuklar biraz hava alsin, nasil olsa atalmiyorlar diyerek. Ama Ajdar kor olmasindan olcak nasil olmussa 5 metre yukseklikten dusmus. Neyseki uzaklasmamis bir kosede top gibi duruyordu zavallicik. Arka ayaklarindan biri uzerine basamiyor. Bugun veterinere goturecegim gene digerleri ile beraber.
“digerlerinin” derdi daha bile fazla. Kismet resmen kadin oldu yani “in heat”. Bar bar bagiriyor aksama kadar garip aci cektigini gosterir sesler cikariyor. Yerlere surunuyor falan. Isin garip tarafi Kader de kendi stilinde garip sesler cikriyor adeta yakaris gibi fakat Kismet ile “aktiviteye” girme gayreti gosteren o degil “kisirlastrilmis” (ben almadan once) Bulut. Gel de cik cikabilirsen bu ask ucgeninin icinden! Simdi biraz net ve kitap arstirmasi yapacagim vet’e gitmeden once. Durumu manalandiracak bilginiz varsa makbule gecer. Bir de bir dostun dostunun bir kedisi var (Sirin) ev ariyor. Tina’ya cok benziyor. O’nu da bugun yarin buralara koyacagim.
Anlayacaginiz buralarda garip seyler oluyor. Ikisini de kisirlastirmaya bir turlu elim varmamisti. Ben de sizin gibi Kismet’in cok iyi bir anne olacagini dusunmus o’nu bundan mahrum birakmaya razi olmamistim. Simdi iyimi yaptim emin degilim.
Iste boyle Peraanim. Bir dokun bin dert isit.
Umit ederim sizin cephede asayis berkemaldir.
Hepmizden hepinize sevgilerle
BeğenBeğen
Bekir Bey ve Peri Hanım,
Çok ama çok sevindim bakışlarımızın benzerliğine.
BeğenBeğen
Sizinle benzeri seyler hissedecegimi tahmin ediyordum Metin Bey dostum. Benden farkli olrak sizin hissettiklerinizi ifade edebileceginizi de.
Arzu Hanim, muteessir olmaniza muteessir oldum. Bana tam tersine resim gavurlarin sozu ile “life-affirming” (hayat sevgisin guclendirici) geldi. Boyle olmek icin yasanir. Sadece bazi ozel acili cagrisimlar yapti benim icin(hani su “olum bizi ayirincaya kadar..” ayagi varya)
BeğenBeğen
Makale Yazarım Ama Aşkımı Böyle Yazamam Artık Eskisi gibi değil hiçbirşey heyyy hey
BeğenBeğen
Uzulmeyin. “askin makelesi” mi olurmus? 🙂
BeğenBeğen
Haklısınız Bekir Bey 🙂 Bu resim makale yazdırmaz ama adama roman yazdırır…
BeğenBeğen
Romanları yazdır(t)an yaşananlar değil de yaşan(a)mayanlar sanırım.
Aşk;Hayal etmenin sınırlarını zorlamaktır yada hayalleri sınırsız tutmak.
Aşkın başlangıcı hayal diyebilirim rahatlıkla zira delilim görme özürlüler olur.Sadece gören gözlere sahip olanların tanımladığı bir duygu değil aşk.Aşık Veysel;sevip kavuşamayınca aşk olur.Cismi değil tamamıyla hayali.
Vücut kimyasallarının,beden denilen termometrenin en üst kısmını ele geçirme hali.Bu kimyasalların sürekli şekilde aynı seviyede ve aynı alanı istila etmesini ise Veysel’in tanımladığı “kavuşamamak” durumu sağlıyor.
Aşkın denilen bu durumun bitmemesi için kavuş(a)Mamak temel şart.Bir araya gelinmedikçe hayaller yaşatılıyor,istenilen senaryo ve karakterlerle.Bir araya gelince aşk değil hayal etmek sonlanıyor ve kimyasallar irtifa kaybediyor.
“Ölüm bizi ayırıncaya kadar”dediğiniz ayak bence bu resme pek uymamış gibi,bu cümle daha çok aşkın ölümle nihayetlenmesini anlatıyor.Bu resim sanki bu düşüncenin aksini çağrıştırıyor; ölümde kavuşmak,yada ölümle kavuşabilmek yada ölürken beraber olmak gibi.
Beni etkileyen sanırım insanın bilemediği bir yolun başlangıcı olan ve gerçek bir yalnızlıkla karşılanan ölüm anında yalnız olunmaması hali. Gerçek yalnızlığın yaşandığı o ölüm anında, ölümden sonrasında da beraber olma hayaline sahip olabilmek güzel olsa gerek.
Gün ortası bulduğum sakin bir köşeydi 🙂
BeğenBeğen
Sn. Cuvaldiz (Hanim oldugunuzdan nerede ise eminim fakat Cuvaldiz Hanim demekte biraz garip geliyor),
Yukarida da dedigim gibi benim hissettiklerim icin sahip oldugum kelime gucu kifayetsiz kaldi. Tabl;oya haksizlik olur diye dusundum, soylenecek hersey. Resmin bana anlattigi ask ile sinirli da degil. Sadakttan, hayat-olumun manasi, dunya ile ahiret arasindaki yol, son an ve sonrasi, ruh beden iliskisi dahil pek cok karman corman dunceler duygulara garketti beni, simdiye kadar gordugum en guzel ask tablosu olmasi yaninda. Guzelligi Allah’tan baska tasarimcisi olmayisi. Tabii sanat olmasindan da geliyor sanirim. Sizin tasviriniz guzel ama benim hissettiklerimin ancak bir parcasi olabilir.
““Ölüm bizi ayırıncaya kadar”dedigim “ayak” ifadesi benim kendimle konusmamdir. Her ne kadar durum bana ozgu olmasa da, kisisel aci tecrubeye oznel ironik referanstir. Nesnel bir tesbit degil.
Selam, saygi ve muhabbetle
BeğenBeğen
Evet Bekir bey,Hanım’ım ve kısa süre önce bunu bir gaflet anımda Jazetta’da Metin beye söylemiş bulundum.Metin bey “sayın” demek yerine hanım/bey hitaplarından birini kullanmakta ısrarlı olduğundan benim “bey” olduğuma hükmetmişti.
Yorumların okunurken, yazan kişinin cinsiyetinin biliniyor olmasının pek bir önemi olmadığını düşündüğümden özellikle bunu belirtmemiştim.Hanımlar için zaten genel bir kanı var,yazdığımız azıcık da olsa iyimser yada duygusal bir yorumda ilk düşünülen şey bunun cinsiyetimizden kaynaklandığına yada aksi olduğunda erkeksileştiğimize dair,vs vs….. işte bildiğiniz şeyler.
Çuvaldız yada kısaca Ç-Z de diyebilirsiniz.Ben çuvaldızı tercih ediyorum çünkü o bir karar,PC ekranına yapıştırılan üzerinde kendim için hatırlatma notu olan bir çeşit post-it gibi 🙂
Bu arada yazılarını ilgi ve saygı ile okuduğum birkaç kişiden birisiniz.Duygularını ve düşüncelerini aktarırken samimi olabilen insanlar nadir artık.Samimiyet, samimiyetle karşılık bulmalı bence.
BeğenBeğen
Cuvaldiz Hanim,
Ben de Metin Bey gibi Bey Hanim’i tercih edenlerdenim. Oburu fazla resmi oluyor. Herhalde oradan aklimda kalmis hanim oldugunuz ama bunu yazdiklarinizdan da cikarabilirdim.
Evet her zaman birileeri cinsiyetimizin “ideal tipini” bizlere ogretiyor. Beklentiler her gun ve kisiden kisiye degisiyor. Kimsi maco erkek, kimisi kadin gibi erkek, kimi erkek gibi kadin, erkek dusmani kadin…turler cok. Dursust olmak (once kendimiz ile)ve yaratilis gayemizi unutmamak otesinde baskalarinin verdigi rolleri oynamak zorunda degiliz, kanaatimce.
Guzel sozleriniz icin tesekkurler.
Degerli yorumlarinizin devamini beklerim.
Selam, saygi ve muhabbetle
BeğenBeğen
How Do I Love Thee? (Sonnet 43)
Elizabeth Barrett Browning – 1806-1861
How do I love thee? Let me count the ways.
I love thee to the depth and breadth and height
My soul can reach, when feeling out of sight
For the ends of being and ideal grace.
I love thee to the level of every day’s
Most quiet need, by sun and candle-light.
I love thee freely, as men strive for right.
I love thee purely, as they turn from praise.
I love thee with the passion put to use
In my old griefs, and with my childhood’s faith.
I love thee with a love I seemed to lose
With my lost saints. I love thee with the breath,
Smiles, tears, of all my life; and, if God choose,
I shall but love thee better after death.
BeğenBeğen
Western poetry, as it is almost invariably in free verse, more like prose, lacking rhyme and poor in symbolism, doesn’t move me much with few exceptions.
BeğenBeğen