“Benim rütbe-i aklım da erdemlerim de seninkinden yüksek. Öyleyse benim oyum senden çok sayılsın” düşüncesi de savunulabilir bir argümandır; faşizm ne kadar savunulabilir ise. Argüman sahiplerinin hemen her zaman dünyanın Einsteinları değil Aysun Kayacıları olması fikri değersiz kılmaz. Yalnız bu yola bir girdiğinizde mantığın doğal ilerlemesi sonucu monarşi ile çıkmak zorundasınız. Öyle ya akıllıdan da akıllı var. Zenginden de zengin, çağdaştan çağdaş, dindardan dindar, beyazdan beyaz, laikten de laik, kuvvetliden de kuvvetli ve seksiden seksi var. Yani hangi kriteri temel alırsanız onda herkesten yüksek puan alacak birileri var. Vergi kaçıran ile vergisini kaçırmadığını itiraf eden Aysun “ayni mekânı niye paylaşsın”, niye ayni sayıda oy versin, güzel ama vergi rekortmeni Aydın Bey’in oyu niye Aysun ile ayni sayılsın? “Aysun niye sadece güzel vücut ve erkekleri tahrik kabiliyetinden dolayı bu kadar para kazansın ve TV’lerde ahkâm kessin” demeyeceğim ne kıskanç ne sosyalist olduğum, serbest pazar ekonomisinden yana olduğum için. Ama Aysun’un mantığından giderek diyebilirdim de.
Mesele ben.
Tanrı ile konuşurum her gece. Eeh, Tanrı konuşmak için beni seçtiğine göre bir tek benim oyumdan başka kimseninki sayılmasın dersem ne diyeceksiniz?
Tanrı’dan iyi mi bileceksiniz siz? (daha…)