Malumunuz hemşehrim Latif Abi son günlerde “yeni oluşuma” hız vermiş gözüküyor. Gendi için değil tabii “siyaset alanındaki boşluğu doldurmak için”. O zaman bize de sormak kalıyor:
Boşluk nerde?
Latif Abi’ye göre yakında olacak. Bütün hazırlıklar bunun için. O zaman gene insan sormadan edemiyor. Bütün planlar bu “boşluk olacak” feraseti üzerine olduğuna göre Latif Abi boşluğun olmasını ister mi istemez mi?
Düşünün ki zengin birisi hasta ve siz de onun varisi olduğunuzu iddia ediyorsunuz. O zaman hastanın bir an önce ölmesi için mi dua edersiniz yoksa şifa bulması için mi?
İşin garip tarafı bu varis aynı zamanda bütün varlığını o hastaya borçlu ve halen o hastanın holdinginin yönetim kurulunda.
Olayın ahlaki yönünün fazla tahlile ihtiyacı yok, siyasi yönünün var.
Siyasi olarak bakıldığında görebildiğim paradoks şu:
Latif Abi son birkaç yıldır laikçi kesime mavi boncuklar gönderiyor, “içki içeni sevebilme” dervişliğinden tutun “her Mülkiyelinin biraz komünistliği”, eşinin başörtüsünden haz etmediğine- onu başı açık sanarak evlendiğine kadar. Laikçi cephe de mavi boncuklardan etkilenmiş gözüküyor en azından yüzeyde.
O zaman tekrar başa dönelim. Velev ki Allah Latif ağabey’in dualarını kabul etti ve halen yönetiminde bulunduğu parti kapatıldı. Böylece “boşluk” oluştu.
Latif Abi neyi ile dolduracak bu boşluğu?
Tabii bu soru sandıkla ilgilendiği faraziyesi üzerine kurulu.
“Esas iktidar” gözünde itibarını sorgulamıyoruz. Latif Abi şimdiki partisinin öksüz bırakacağı seçmene ne sunacak?
Duyduğum tüm mesajları laikçi cepheye dönük. O zaman işte komplo teorim:
Latif Abi Ak Parti’nin CHP ve MHP’nin altını oymakla görevli Truva Atı! Komplo şöyle işleyecek:
Ak Parti kapatılmayı kabullenmiş durumda. Bir erken seçimi mukadder görüyor. “Yeni bir parti ile gene çoğunluğu alır hükümet oluruz ama Meclis’te bu darbeci partiler olduğu sürece icraat yaptırmazlar. O zaman hem merkez sağı hem merkez solu içerden fethedelim. Hem iktidar hem muhalefet bizde olur böylece. Darbecilere darbe diye buna derim ben” diyorlar.
Vaa mı bunun başka izah taazı?
” Vaa mı bunun başka izah taazı? ”
yok valla….
ben de bir yıldır , latif napıyor ? bu yok çıkmaz sokak ,yeni bir yalım erez,cem boyner,ismail cem olucan da ne olucak ?
bu kadar da kör olamaz……vs çözmeye çalışıyordum ve bir sonuç çıkaramadım dı ,
neyse
eğer en son kale (son durak) olarak Baykal kendisini ilhan kesici gibi bonservissiz transfer eder de bir sandalyelik yer vermezse
ben kendisini siyasi mevta ilan ediyorum , verirse de bitkisel hayattta olacak , ona da yaşamak denirse……..
BeğenBeğen
Bizim bebe “il”lere yaranayım diye bizim eve küfrediyor, “il”e methiye düzüyor.
Bizim bebe göze giremez artık.
BeğenBeğen
Bu çıkmaz sokaklara niye girerler siyasetçiler sorusu üzerinde düşünmek lazım.
İki gavur sözü:
“bazıları makamlara bir şeyler olmak için gelirler, bazıları bir şey yapmak için”
“publicity (gündemde olma, tanınma, bahsedilme) nin kötüsü olmaz.
Bu benim çocukluğumda duyduğum halk sözü:Poşayı paşa yapmışlar da eleeek eleek diye bağırmış.
Bu da benden: Bazıları küçüklüğe mahkumdur.
BeğenBeğen
Siyaset alanında çok fazla boşluk var; programa sahip ve buna uygun olarak hareket eden, hemşehricilik ve akrabacılık gibi ilkelliklerden sıyrılmış, tabanın sesinin iç mekanizmaların ve adayların belirlenmesinde dikkate alındığı, yolsuzluktan arınmış ve tarikat-aşiret-yabancı istihbaratların etkisi dışında hareket edebilen bir siyasi partiye, hatta siyasi partilere Türkiye’nin ihtiyacı var.
Abdüllatif Şener’in bu alandaki ihtiyacı ne kadar ve nasıl dolduracağını şimdiden kestirmek güç. Ama şu var ki, bugünkü iktidar partisinin kurucuları da kendi hocalarını terkederek ayrı bir parti kurmuşlardır. İktidarın da, ana muhalefetin de Türkiye’yi getirdikleri nokta belli iken yeni alternatiflere ihtiyaç var. Özelleştirme idaresinin neden Şener’den Unakıtan’a verildiğini ve Şener’in 2007’de neden aday olmadığını bilenlerin benimle aynı görüşü paylaşacaklarını tahmin ederim.
BeğenBeğen