Haftalardır TV’yi zaplar iken ATV’de bir kadın ve yanında kocası olduğu söylenen bir adama rastlıyordum. Konunun ne olduğunu çıkaracak kadar takılmadım. Kadının yalan söylediğne karar vermek için bir kaç dakika kulak ve göz misafiri olmanız yeterli idi. Ne psikolog olmaya ne polygraph (yalan makinesine) gerek var idi. Haya damarının çatlamış olduğu yüzünden anlaşılan tipler var ya? İşte öylesi bir mahluk.
Programı sunan fahişe de bal gibi biliyor idi yapımcı peze…ler de. Direktörden kameramana hepsi de işin içinde idi.. Ama bir Semranım madeni de “bizim medya” keşfetmiş idi. Pornocu Aydın yapınca iyi de “yandaş medya” yapınca mı kötü idi, Çalık Holding kuruluşunun başındaki “dini bütün” kardeşlerimize göre? Buzlar çözülmeden keseyi doldururuz diyor olmalı idiler.
Mottosu “bu işin raconu böyle, çıkarına bakacaksın. Uygun fiyat bulduğunda ananı da satacaksın , babanı da satacaksın” olan, artık darbeci hırsız Dinç Bilgin’in de, Turgay Ciner’in de olmayan, pornocu Aydın’a da kaptırılmayan ATV_Sabah’çılar kiraladıkları fahişe ve yanındaki pez…nkin akıl durduran bir fosseptik yaratığı, hormonsal tatmin için çocuğunu katleden bir oros..u olduğunu bal gibi biliyorlar idi. Hatta bu yaratıkları özellikle onun için kiralamışlardı! Şüpheniz olmasın.
Bilmeyen varsa hatırlatalım. Bu ATV daha önce bir laikçi, faşist kültür çöplüğü iken şimdi sağcı, milliyetçi ve “Islam düşmanı olmayan” ve saire olduğu söylenen Çalık Holding’in eline geçti. Aydın Doğan medyasının ifadesi ile “yandaş medya”! Şimdi artık yandaş bir kültür çöplüğü, ahalksızlık distribütörü. Alın sizin “yandaşınız” olsun, değilse! “Paranın dini imanı” yok ise “yandaş” neden yana?
Neden kanımın beynime sıçradığını merak ediyorsunuz bazılarınız biliyorum. Bu bir fikir yazısı değil. Cinnet halindeki bir adamın duygu yazısı!
Mardin Katliamı Üzerine, “Gayet insani bir vakıa; Bunu ancak insan yapabilir zira” demiş idim. bu da öyle, Neriman Karabulut (kesik baş) cinayeti hakeza.
Eşref- i mahukat imişiz! Külahıma anlatın!
Alın haberi bu ahlak buhranının baş mimarlarından Pornocu Aydın’ın paçavrasından okuyun (diğer bir çok gazetede de var aynı haber). Benim ellerin titriyor, kalbim yerinden fırlayacak!
—————————————————–
DHA – hurriyet.com.tr 28 Mayıs 2009
48 gündür TV programlarını meşgul eden ve tüm Türkiye’yi ayağa kaldıran küçük Muhammet’in hikayesi şok edici bir sonla bitti…
CESEDİ TARLADA BULUNDU
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 14 Nisan’da ailesi tarafından kaybolduğu bildirilen küçük Muhammet’i annesi ve sevgilisinin döverek öldürdüğü belirlendi. Evli kadının, sevgilisiyle ilişkiye girerken kendilerini görmesi üzerine Muhammet’i öldürdüğü ortaya çıktı.
Günlerdir Müge Anlı’nın sunduğu sabah programına çıkan, sürekli yalanlarıyla insanları kandıran anne TV’de gözyaşı döküyordu. Eşi, kayınvalidesi ve komşu kızıyla programa katılan annenin sürekli çelişkili konuşması, babanın sürekli farklı şeyler söylemesi tüm Türk halkını ayağa kaldırdı.
Canlı yayında psikologların, Emniyet mensuplarının saatlerce dil döktüğü anne, hiç istifini bozmadan sürekli “Çocuğun kaybolmasıyla ilgili birşey bilmiyorum” dedi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, küçük Muhammet açlıktan çöpten ekmek topluyor, komşulardan yemek istiyordu. Görgü tanıklarının ifadeleri kan donduran cinstendi. İşte bazı açıklamalar:
“Küçük Muhammet sürekli açtı, etrafa saldırıyordu. Ailesi çocuğu sevmiyordu hiç ilgilenmiyordu. Annesinin evine sürekli başka adamlar girip çıkıyordu. Çocuk açtı ama anne günde 3 paket sigara alıp içiyordu. Çocukla ne ilgileniyor ne de nerede olduklarını merak ediyorlardı. İlgileri 2. çocuklarınaydı. En son beyaz bir arabaya binerken gördük”
İşte tüm bunlar olurken anne herşeyi yalanlıyor ama bir süre sonra yalanladığı cümleleri kabul ediyor ve üzerine başka yalanlarda ekliyordu. Başka erkeklerle de ilişkisi olduğu belirlenen 23 yaşındaki kadının kayınvalidesi, 3 gün önceki TV programında gelininin ” Muhammet gitti gelmez” dediğini söylediğini, bu sözü açıklamasını istediğini söylemişti. Anne bu suçlamaları da kabul etmedi.
En sarsıcı an ise canlı yayında yaşandı. Dün yine Müge Anlı’nın programına konuk olan aile, yine gerçeği anlatmaz, birbirlerini suçlarken canlı yayında o haber geldi.
Tarlada bir çocuk cesedi bulunmuştu ve aileyi teşhis için çağırıyorlardı….
Tüm Türkiye gözyaşlarına boğuldu, haber geç kalmadan geldi. Tarlada parçalanmış olarak bulunan cesedin 6 yaşındaki Muhammet’e ait olduğu saptandı.
Küçük Muhammet’in acı sonu herkesi üzüntüye boğdu.
MÜGE ANLI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ
48 gündür hazırladığı TV programında kayıp çocuğun ailesini konuk eden ve olayı çözmeye çalışan televizyoncu Müge Anlı Muhammet Fırtına’nın katilini duyunca hastanelik oldu. Muhammet’in annesi Dilber Fırtına tarafından öldürüldüğü haberi Müge Anlı’ya ulaştığında ünlü sunucu hıçkırıklara boğularak sinir krizi geçirmeye başladı.
Televizyon fenomeni Müge Anlı, programına konuk ettiği ve kaybolan oğlunu aradığı Dilber Fırtına’nın Kemal E. ile birlikte çocuğu döverek öldürdüğünün anlaşılması üzerine adeta yıkıldı!
Müge Anlı, kendisi ile birlikte ölen çocuğunu arayan anne Dilber Fırtına ve sevgilisi Kemal E.’nin kendilerini cinsel ilişkiye girdikleri sırada gördüğü için küçük Muhammed’i döverek öldürdüklerini öğrenince fenalaştı.
Akşam haberlerinde canlı yayın konuğu olan Müge Anlı olayı gözyaşlarına boğularak anlattı. ATV Ana Haberin yayınından sonra Müge Anlı tekrar fenalaştı ve yeniden doktor kontrolüne alındı.
İŞTE OLAYIN PERDE ARKASI
Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’nde 45 gün önce ortadan kaybolan ve önceki gün bir buğday tarlasında etleri yenmiş halde cesedi bulunan 6 yaşındaki Muhammet’in, annesinin sevgilisi ile gizli ilişkisine tanık olduğu için öldürüldüğü ortaya çıktı. Annesi Dilber ile sevgilisi Kemal’i çıplak olarak gören minik Muhammet’in, ilişkinin yaşandığı evin sahibi tarafından dövülerek öldürüldükten sonra battaniyeye sarılarak buğday tarlasına atıldığı anlaşıldı. Cinayete tanık olan anne Dilber Fırtına ikinci çocuğunun da öldürülmesi tehtidi nedeniyle korkarak sustuğunu söyledi. Buğday tarlasında açıkta kalan Muhammet’in etleri kuşlar ve böcekler tarafından yenildiği için geriye sadece kemikleri kaldı.
Çorlu Nusretiye Mahallesi yakınlarında buğday tarlasını dün dolaşmaya giden O.P. tamamen çürümüş ve kemikleri kalmış bir çocuk cesedi gördü. Tarla sahibinin polislere bilgi vermesinden sonra gelen Çorlu Emniyet Müdürlüğü ekipleri, tarlada bulunan cesede ait kemikler ile eşyaları vesarıldığı battaniyeyi incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderdi.
Çorlu Emniyet Müdürlüğü ekipleri, cesedin 14 Nisan 2009 günü kaybolan ve Nusretiye Mahallesi’nde oturan Ümit ve Dilber Fırtına çiftinin 6 yaşındaki çocukları Muhammet’e ait olup olmadığını tespiti için harekete geçti.
TELEVİZYONLARDA YARDIM İSTEDİLER
Oğlu kaybolan anne Dilber Fırtına, minik Muhammed’in komşuya gitmek üzere evden ayrıldığını ve bir daha geri gelmediğini söyleyerek eşi Ümit ile birlikte bir çok televizyon programına çıkarak bulunması için yardım istedi. Oğullarının bulunması için televizyon ekranlarında gözyaşı döken ve yardım isteyen Fırtına çifti, dün de özel bir televizyonun sabah programındayken, polis kendilerine ulaşarak Çorlu’ya dönmelerini istedi.
Televizyon programından çıkan çift hemen Çorlu Emniyet Müdürlüğü’ne geldi. Çorlu polisin gösterdiği eşyaları hemen tanıyan anne gözyaşları içinde oğlunun eşyalarını teşhis etti. Polisin kısa sorgusundan sonra anneden şüphelenen güvenlik güçleri durumu Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirdi. Savcılığın talimatı üzerine anne 23 yaşındaki Dilber Fırtına gözaltına alındı.
Çorlu polisi gözaltındaki annenin ifadelerinden sonra 41 yaşındaki sevgilisi Kemal Ermiş, evinde buluştuğu arkadaşı 23 yaşındaki Sinan Gök ile imam nikahlı eşi 38 yaşındaki Fadime Sezer, kızları 18 yaşındaki Kader Sezer, oğulları 16 yaşındaki K.S.yi de gözaltına aldı. Gözaltındaki 6 şüphelinin iki günden beri sorgusu sürüyor
YATAKTA ÇIRILÇIPLAK GÖRDÜ
Çorlu Emniyet Müdürlüğü’nde sogulanan sanıklar dün gece geç saatlerde Devlet Hastanesi’ne getirilerek sağlık kontrolunden geçirildi. İddiaya göre olay günü anne Dilber Fırtına, sevgilisi Kemal Ermiş ile Sinan Gök’ün evinde buluştu. İki sevgili yatakta olduğu sırada minik Muhammet eve gelerek ilişkiye tanık oldu. Panikleyen sevgililer ev sahibi Sinan Gök’ü çağırarak çocuğu dışarı çıkartıp korkutmasını istedi. Muhammet’i dışarı çıkaran ev sahibi dövdüğü sırada çocuk yere düşünce panikleyip sevgililere haber verdi. Odadan dışarı çıkan Dilber Fırtına ve Kemal Ermiş, yerde yatan Muhammet’i görünce korktu. Anne Dilber ev sahibi ve sevgilisinden çocuğu hastaneye götürmelerini istedi.
BATTANİYEYE SARIP TARLAYA ATMIŞLAR
Çocuğun ölmesi üzerine Sinan Gök, Kemal Ermiş ve K.S. çocuğu battaniyeye sararak kendilerine ait minibüsle tarlaya götürerek bıraktı. Bir süre sonra eve geri gelen Kemal Ermiş, Dilber Fırtına’ya Muhammet’in öldüğünü ve tarlaya attıklarını söyledi. Anne Dilber Fırtına’ya, kimseye anlatması halinde diğer çocuğunu da öldüreceklerini söyledi. Anne Fırtına’nın bu nedenle sustuğu öne sürüldü.
Poliste ifade veren Sinan Gök ise çocuğu kendisinin dövmediğini, Kemal Ermiş’in döverek öldürdüğünü söyledi.
KUŞLAR, BÖCEKLER YEMİŞ
Adli Tıp Kurumu uzmanları, açıkta kalan bir cesedin 45 gün içinde kuşlar ve böcekler tarafından yenebileceğini ve kemik haline gelebileceğini söyledi.
————————————-
PS: Dikkatli okurun dikkatini çekmiştir. Hürriyet haberi bu şovun sunucusu Müge Anlı adlı kadına sahip çıkıyor (sinir krizi geçirmiş, yataklara düşmüş “gerçeği” öğrenince! Utanmaz sahtekarlar!) Neden acaba, rakip “yandaş medya” daki bir program sunucusuna sahip çıksın.
Bak yavrum anlatyayım:
1. Pornocyu aydın o ticaretle iştigal eder. Bu tür yayıncılığı yargılamak kendini yargılamaktır. Kahverengibrunlubeyazkaptanın pompaladığı hayat stilini yargılamaktır.
2. Bu karı (Müge Anlı) aynı zamanda Vatan’ın magazin editörü (mü ne) imiş.
3 yaşındaki yiğenimin eline kıymık batacak diye ödümüz kopuyor ailecek
yaşasın zalimler için cehennem …
BeğenBeğen
İlave edeyim:
Mardin katliamı geri kalmış doğu işi idi. Bu da annesinin kafasını kesen kız, ve “sevgilisinin”(!) kafasını kesen oğlanınki ve Joseph Fritzl’inki gibi “ileri gitmiş Batı” işi. “Erkekler yapınca elinin kiri oluyor da kadın yapınca niye namus olsun” diyen ahlaksızlıkta eşitlikçi cağdaşların zaferi!
BeğenBeğen
Bekir Hocam , ben de diğer konuya ne yazsam diye düşünüyordum , açıkçası oradaki ‘karamsarım’ ifadenize üzülmüştüm.Buradaki olaya da ne kadar çok üzüldüğünüzü görüyorum.
yozlaşma falan gibi soğuk laflarla ifade edebileceğim ,geçiştirebileceğim bir konu değil aslında.Bilhassa cinayetlerin vaka-ı adiyeden sayılması,vicdanların sönmesi mi desem bilemiyorum.
Hele Ahlaksızlık vaizlerinin ahlak dersi vermesi konusu
topluma cinselliği pompala,eşcinsellerin hastalıklı psikolojilerini tatmine çalış,her yönüyle ‘yaşam kavgasını’ yücelt,paran yoksa adam değilsin bilincini aşıla,GSMH ile milletleri karşılaştır…..sonra da timsah gözyaşları döküp ahlak dersi vermeye kalk
tıpkı kendi eşini 15 yaşında bulan beyaz kaptan’ın gazetesinde 15-16 lık kızların güzellik/mankenlik yarışması yarıçıplak resimlerini basıp,15 yaşındaki kıza tacize sahte göz yaşı dökmesi gibi.
Ama 15 yaşındaki kızın cinselliğinden ve evlenebilirliğinden (ve dolayısıyla toplumsal medeni statüsünün çocuktan farlılaştığını belirtmek anlamında ) bahsettiğin anda sapık ilan edilebilirsiniz.işte modern ahlak!.pornocu yayıncının ahlakı……
http://www.tumgazeteler.com/?a=4444082
“15 yaşındaydım tanıştığımızda, ortaokulu bitirdiğim seneydi. “
BeğenBeğen
Evet. “büyük resme” bakmak lazım VB. Nasıl böyle olduk?
Yeri geldi şu “kesik baş” cinayeti de bahsettiğin çağdaşlık adına sunulan ahlak bataklığının ibretlik bir vesikası.
Bolu Mengen’den kalkıp Istanbul’a gelmiş , kestirme yoldan “asri” olmaya çalışan bir aile profili. Anne baş örtülü ama “o da benim oğülum sayılır; kızımı çok seviyordu” diyor kanal kanal dolaşıp. Eh öyle milyarder aileden bir damat (pardon kızımın erkek arkadaşı) bulmaktan kestirme yol mu olur?
Belki bir Semranım dizisi de ona bulunur.
Biliyorum pek çok dindar dahi bu sözlerim hakkında “duyarsız” veya daha kötü tavsifler yapacak. Ama zamanın siyasi doğruculuğu da pop kültürü de tepkilerimi belirlemez.
“Su testisi su yolunda kırılır”.
Artık dindarlar dahi bu ahalaksız kültürü yargılayıcı sözler sarfetmektemn korkuyorlar. Ali Bulaç Bülent “Hanım” dan yüz kere özür diledi onaun “erkek” olduğunu ima ettiği içibn.
Ancak Hayettin Karaman Hoca “eşcinsellik Ismam dininde günahtır” diyebildi.
Poltik doğruculuk rüzgarı en fazla 10 yıl içersinde “eşcinsel evliklik hakkı” ve sübyancılığın da bir hayat stili olduğunu tartıştığımız noktaya götrüyor bizi. (zira artık Bat’yı 30 yıl geriden takip etmiyoruz. “Vajina Monologları” New York’ta sahnelenişinden sadece 2 yıl sonra Istanbul’da sahnelendi. Italya, Ispanya. Yunanistan, hatta Iskandinavya’ya ulaşmadı henüz, bildiğim kadarı ile!
Medeniyetler buluşmasaı diye buna derim ben!
Batsın bu dünya!
BeğenBeğen
programın sunucusu neden f.. oluyor anlamadım?
Ayrıca adamlar nasıl reyting derdindelerse sizde haber metinlerini ekleyerek aynı reklam derdindesiniz..?
bu haberi arayanları buraya düşürme amacıyla yapılmış bir yazı..
Yoksa altta ki islami evlilik sitesi reklamından haberiniz yok mu..
BeğenBeğen
Ne arıyorsan rastgele üfürük. Bence cümle sonuna (?) koymasan ilkokul mezunu sanar millet en azından. Fikir işlerine kadar kırk tekne ekmeğer ihtiyacın var.
BeğenBeğen
Mantıklı bir cevap veremeyeceğiniz aşikardı. Dilerim ona buna küfür ederek istediğiniz misafir sayısına ulaşırsınız. Zira beni bir şekilde buraya getirdi kopyalayıp yapıştırdığınız yazınız.
Reyting kovalıyor diye bir kadına fahişe diyen bir adamın bloguna aynı haberi eklemesi sizin ne kadar kendinizle çeliştiğinizi gösteriyor.
Bunu açıklayacak eğitime sahip olmayan sizsiniz belli ki.. Üzüldüm,üstelik genel olarak bakıldığında dinibütün bir imaj çalışması var gibi..
Ama ona buna küfür gırla,yazık..
BeğenBeğen
Üfürükten Prenses, web sitesi açan ve fikirlerini ortaya koyan insanlar sana göre sitelerinin görünmemesi için mi uğraşmalılar? Fikirlerini insanlara duyurmak istemeseler zaten niye anlatsınlar, bunun için üstelik üzerinden hiçbir para kazanmadıkları el emeği, göz nuru bir site kursunlar? Bekir bey sana biraz ağız payı verici bir dolaysızlıkta söylemiş, ama doğru söylemiş. Sen fikir işlerine fazla karışmamaya çalışırsan hem senin için hem de başkaları için daha güzel olur. İnşallah gücenmezsin yine de. 🙂
BeğenBeğen
çocukları tutuklayarak ne ele geçerki kadını ve onun değerli dostu pezevengini yol ortasında idam edilmeli edilmese bu hukuk yaramaz bu devlet yerini demeki bulamaz inanın ben onları o şekilde bulsaydım tek yapacağım şey kafalarıda jarjoru boşaltırdım eğer devlete olsaydım böyle anne olmaz olsun devlet böyüklerine sesleniyorum
BeğenBeğen
Üfürükten prenses zamanın modasının güzel bir nümunesi. Aklıma çok darb-ı mesel getiriyor. Descartes “düşünebiliyorum, öyleyse varım” demiş. Bizim gençler de bu günlerde klavye kullanabiliyorum öyleyse düşünebiliyorum denklemini eklyorlar başına.
Şimdi “ne diyor bu adam ayol. kaç tane tıkı var ki” falan diyor.
Aklıma iki şey geldi şimdi. Biri 35 yıllık evli ABD dış işeri bakanına günlerce düşünüp hazırladığı soru “son olarak ne zaman aşık oldunuz” olan üniversiteli “cool” çocuk.
Cool takılıyorsun üfürük. kabahat sende değil. şimdilerde cehaletin cüreti “in”.
Üfürük “mantıki” deyince de aklıma Jerry Seinfeld’in geçen sene yaptığı çizgi filmeden bir diyalog geldi.
Orada bir arı insan ile konuşurken şöyle bir “mantıki” soru soruyor:
-Yani şimdi sen kaldırım kenarında akan suyu görüp te bir yudum almazmısın?
Almam üfürük. IQ’ na, frekansına uygun yerlerde takıl derim. 10’a kadar saymayı öğrendin diye benimle diferansiyel denklemleri tartışamazsın.
Her ne arıyorsan, iyi şanslar sana.
BeğenBeğen
Saygıdeğer hocam, bence siz de aşırı ciddiye alıyorsunuz gibi böyle yorumları. Bu denli sert cevap vermeseniz daha iyi olabilir sanki… Üfürükten Prenses hanım da böyle yanlış mantıklarla aklı sıra yıkıcı eleştiri yapmanın yanlış bir iş olduğunu anlamalı ama…
BeğenBeğen
Beni sinirlendiren “yıkıcı eleştiri” değil Ravi. Cehaletin, idrak yoksunluğunun cüreti. “daha iyi olabilir” konusunda haklı olabilirsin; ama provokasyonu da bir kendini sorgulama aracı olarak kullanıyorum. Eskiden de cehalet vardı. sadece sizin nesle ait değil. ama o zamanlar cahiller hadlerini bilirler idi. Şimdi ise “özgüven” “in” olmuş. Ben de bu lakçi-çağdaş kültürün “in” yaptığı modanın hiç te “cool” olmadığını hatırlatmaya çalışıyorum. Çocukların gerçek değerlere yönelmesin için çalışıyorum. Üslubumun, düzene meydan okumayan, bu sahte kültürün öğelerini “biz de sizin gibiyiz, bakın Hadise’yi biz de alkışlıyoruz” mesajları ile lakçi-çağdaş korkularını izale etmeye çalışırken kendisi de tanınmaz hale gelen (yazıdaki Sabah_ATV örneğindeki gibi) ılımlı mütedeyyin kesimce de radikal bulunan cinsten olduğunun farkındayım. E-postanda bahsettiğin konulara da bir nebze cevaptır bu.
BeğenBeğen
muhammed cinayetinin haberinin sonucunu arastirarak buraya girdim basta yazilan yazilarizi okudum yazar diyemiyecem cunku bunlari bir yazara yakistiramam sadece size tek bi sey soyliye bilirim”baskalarina hakaret ederek yucelmiyorsunuz dahada hakir duruma dusiyorsunuz”
mariam Iran
BeğenBeğen
Anlıyorum hocam. Dediklerinize bütünüyle katılıyorum. Yalnız benim hassasiyetim şu idi ki bu Üfürükten Prenses hanfendi kendi halinde genç ve aptal bir kızcağız olabilir sadece… Ama onun yazdıklarını yeniden bir kere okuyunca gördüm ki onu iyi bir tekdir etmekle iyi etmişsiniz aslında. Buna ihtiyacı varmış hakikaten.
Bu arada size akıl veya öğüt vermek gibi bir niyetimin hâşâ olmadığını, sadece bir kardeşiniz olarak aklımdaki bir düşünceyi paylaşmak istediğimi de özellikle belirteyim. Saygılarımla Bekir hocam.
BeğenBeğen
Teşekkür ederim Ravi ve Mariam yorumlarınız için. “yazar” falan olma iddiam yok Mariam Hanım, Bekir Coşkun’un Emin Çölaşan’ın en tutulan yazar olduğu dünyada..
BeğenBeğen
Hocam, Abdullah Muradoğlu hocamızın bugünkü Yeni Şafak’ta yazdığı yazısını okudunuz mu? Muradoğlu da kadının yalan söylediğini anlamış, ama işin ardında bir cinayet olduğunu tahmin edememiş. En fazla, kadınla adam çocuğu evlâtlık vermişlerdir veya bir akrabasında saklamışlardır da televizyona çıkmak için böyle bir numara yapıyorlardır diye düşünmüş.
Tahminen herhalde programın yapımcıları da böyle düşünmüştür. Yani kadının ve herifin numara yaptıklarının farkındadırlar ama arkada bir cinayet olduğunu bilememişlerdir. Fakat bu tip bir şeyden faydalanmaya kalkışmaları yine de edepsizlik elbette.
Böyle duygu sömürüsü programlarının derhal kalkması lâzım televizyonlardan. Zaten zamanında kaç insanın canına da kıyıldı; bunların bazı ailevî ve benzeri sorunları bütün Türkiye önünde anlatıp bazı aşağılık gaddarları iyice galeyana getirmelerinden dolayı… İşte İslam şeriatından kurtulmuş (!!!) laik Türkiye hukukunun acziyeti…
—
Mariam hanım, siz de Bekir hocama haksızlık etmişsiniz. Üslûbu serttir ama hak etmeyenin aleyhine de aşırı sert yazdığını sanmıyorum. Ben onun yazılarında biraz Hz. Ömer efendimizin tavrını görüyorum.
BeğenBeğen
Benim eleştrimi sen de biraz dar anlamda değerlendiriyorsun Ravi. Isyan ettiğm şey reyting yani kar, şöhret vb. uğruna bir toplumun kültürünbe yapılan tahribatı umursamamak. Hatta bu “telebi” yaratmak, büyütmek için kültürün ahlakın tahribatını güçlendirmek. O kadın ne kadarını bilyor idi, tali konu. Derdi reyting idi ve bunun için ne kadar vıcık vıcık konuşmalar olsa ve bu ne kadar uzasa o kadar kar idi. Şu bir gerçek ki orda maden bulmuşlar idi. Ve ne çocuk, ne aile, ne toplum diye kaygı yoktu.
Bu tür yayınlar artık hayal edilemez olanı kanıksanmasına, normal görülmesine doğru bir gidiş. Ortada 30 programda 2 adet “uzman” ile analiz edilecek ne var? Hangi kamu yararına cevap veriliyor?
Önce talebi yaratıyorlar sonra “ama naapalım seyircı bunu istiyor” diyorlar. Bir diğer habere göre Kocalei’de 60 yaşında bir kadın TV’deki izdivaç şovlarından etkilenmiş, kocasını boşamak için dava açmış. Daha sonra TV ye çıkıp doğru dürüst bir koca bulacakmış. Bir arkadaş söyledi dün. Bu çöpçatan programlarındaki kadınlardan birinin maaşı 180 miyar imiş.
Amerika’da beyaz adam önce Kızılderili’ye “eteş suyu” na müptela etti. Sonra orada meyhaneler, likor bayleri açtığında “naapalım istiyorlar” dedi. Şimndi Amerikan Kızılderililerinin yüzde 90′ ı alkoliktir.
Bu Tür Tv cilik ABD de icad edildi Yahudiler tarafından. Şimdi orada sevgilsi ile çocuğunu kocasını öldüren katiller, ensestçilein katıldığı şovlar en yüksek reytingi yapıyor. Bizimkiler de o “formatı” 10 – 15 yıl geriden takit ediyor. 10 yıl bekle. Adamlar kadınlar TV uye çıkıp çocukları ile ensest ilşkilkerini anlatacaklar. Ve köşe yazıları “niye eşcinsel evlilik olmasın. o da insan hakkı” diyecek.
Bu kaygan zemine cepheden savaş veriyorum ben. O kadın ne kadarını biliyordu gibi detaylar özü gözden kaçıran yorumlar. Muradoğlu’nun yazısını okumadım ama benim hissiyatımın kökeninde bu var.
Daha büyük resimde bir “iyi, doğru ve güzel” tasavvuru olmayan Cumhuriyetin sahte muasırlaşöma projesi. Bunlar o büyük yanılgının muhtelif tezahürleri. Bu çağdaşların hanesine yazılır. Neriman Karabulut ta, annesinin kafasını keszen kız da.
BeğenBeğen
Hocam çok güzel ifade ettiniz. Sağ olun. Anormalliklerin normal gösterilmesi…
BeğenBeğen
Konu ile alakalı bir yazı :
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=01.06.2009&y=SalihTuna
BeğenBeğen
Gene konu ile pek te alakalı bir yazı:
Karabulut cinayeti: “Acıyı paylaşma” palavrası ve saygı meselesi…
http://www.taraf.com.tr/makale/5833.htm
BeğenBeğen
Merhabalar,
Hz.İsa (a.s.) bir domuzun yanından geçerken “selametle” demiş. Efendim domuz gibi bir hayvana neden böyle buyurdunuz dendiğinde, dilimi kötü söze alıştırmak istemiyorum onun için böyle söyledim buyurmuşlar.
Sahabe-i Kiram (r.anh.)putlara sövdüğü dönemde biliyoruz ki Allah Teala şu ayeti göndermiştir.
“Allah’tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilmeyerek Allah’a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.”
Biz müslüman olarak, Allah Rızasını düşünerek insanların hidayeti için duacı olmalıyız.Bunu zalimlik yapanın zulmünü önlemek için imkan varsa elimizle, en azından kalbimizle buğz etmiyelim anlamında söylemiyorum.
Allah Resulu (s.a.v) kendisine görülmemiş derecede zulmedem müşriklere bile lanet okumamış ve helaklerini istememişken biz kimiz ki ona buna sövüp lanet okuyacağız.
Allah için sevmemek, buğz etmek başka bir şey sövmek, lanet okumak başka bir şey. Hele insanları küçümser tavırla hareket etmek çok daha başka. Akılda Allah Teala’nın taksim ettiği bir nimettir ve herkesde farklı derecede bulunur.
Bugün sövdüğümüz bir insanın yarın bizden daha takva bir müslüman olmayacağını kim söyleyebilir.
Kötülüğü daima güzellikle savmak en doğrusu değil midir?
Esenlikle kalın
BeğenBeğen
Teşekkürler vaaz için Tarık Bey. Takva konusunda hiç bir iddiada bulunmadım. Buradaki yazılar bu kusurlu insanı rahatsız eden şeylere vicdani tepkilerdir. En doğrusunu keşfeden arkadaşlarım çok; onlara hayranım. Takvalarının karşılığını dünyada da çok iyi alıyorlar maşallah. Ben o kadar bilge değilim. Belki de ben kötülükten sizden fazla rahatsızlım belki de diğerleri derviş. Allah bilir.
Duygu ve düşüncelerim ne bir cemaate ne bir kesime değil, sadece bu bireye aittir.
BeğenBeğen
taraf gazetesindeki yazıyı okuduktan sonra şunu sölemek istedim …Dikkatimi çeken ve bana göre çok can sıkıcı olan bir durum var ise oda: bütün haberlere abuk sabuk senaryolar uydurma geyreti..demek istediğim olayları kendi kafalarına göre bir zemine oturtarak hikayeleştirme durumu…hikayelerini kendi hayal dünyalarında tutsalar ve bize sadece haberi verseler ne hoş olur…duuuuu …haber vermenin de bi sorumluluğu var ise bunu taşıyabilseler …diiiiiii…hoş olmazmıy”dııı”…-dı -di -du …:S
BeğenBeğen
🙂 ama medya habere hayal gücü katmasa, vıcık, vıcık olmaz, biz de seyretmeyiz, satın almayız, tıklamayız, onlar da şov yapan kadına ayda 180 milyar veremez, ….mez, maz,..nice olur kamu görevi yapan medyamızın hali Sevgi Hanım? Di mi ama?
Bu da yukardaki Hürriyet haberinden:
“”İki sevgili yatakta olduğu sırada minik Muhammet eve gelerek ilişkiye tanık oldu. Panikleyen sevgililer…”
Hmm, keşke biraz daha detay olsa da bilgilense idik. Hani “halkın bilgilenme ihtiyacı” var ya?
Not: Bu arada Hürriyet haberindeki “Müge Anlı sinir krizleri geçirdi.. hastanelik oldu…” falan kısmı aynı zamanda Aydın Doğan’ın Vatan’ında magazin editörü olan hanıma kıyak olsun diye uydurulmuş. (Ah ne şok! ) Kendisi ertesi gün “sağolsunlar ama ben niye sinir krizi geçireyim ki” dedi. Banka hesabı kabarırken sinir krizleri geçirilmez zira..
BeğenBeğen
Konuyla ilgili değil ama eşcinsellik mevzuu da geçtiği için, şu siteyi de incelemenizi haddim olmayarak rica ediyorum.
BeğenBeğen
Bu tür sapıklıkların reklamını yapmamak için linki sildim, sn. y.ö.
Bunların hepsi Islam ile savaş çerçevesinde, Batı’da yukarılarda tasarlanan, Islam’ı şimdiki Batı dinleri gibi her türlü sapıklığı meşrulaştıran hale getirme teşebbüslerinin tezahürleri. Bu tür sitelerin binlercesi var muhtelif lisanlarda ama gaye aynı.
BeğenBeğen