Bilemediniz! Başbakan’a o ciğerini boğazından fırlatırcasına “alçaklık, ahlaksızslık, hainliktir.. uçağınla kaçamazsın, yakalayıp yüce divana getireceğiz” diye bağıran Devlet Bahçeli değil. Artık uyku getiriyor o teraneler ennn milliyetçi kaavelerde bile.
Ödül oy birliği ile kanı Dewlett’inki kadar kırmızı, beynindeki nöron sayısı aşağı yukarı onunki kadar olan bir diğer Türk büyüğüne ait:
Rahmi Turan
Şu bilgelik incilerinden dolayı Jüri ödüle layık gördü Üstad’ı:
“HER ulusun, içte de, dışta da düşmanları vardır.
Bizdeki iç düşmanlar, diğer uluslarınkinden kat kat fazladır.”
Rahmi Turan-Hürriyet.
Hmm, ne zaman kim tarafından yapılmıştır bu araştırma hocam? Son sayıma göre Madagaskar’ın kaç iç düşmanı vardı ? Ben Endonezya’nın iç düşman sayısı bizi geçti diye teselli buluyordum oysa..
Hangi kurum yapar iç ve dış düşman sayımlarını?
Hangi aritmetik işlemleri sonucu çıkmıştır bu rakamlar?
Bakalım:
“Araştırmalara göre ülkemizde Kürt nüfusun oranı yüzde 15.7’dir. Yaklaşık 5 milyon kişi…”
Rahmi Turan- Hürriyet, 5 Ekim 2009
Hmm, anlaşıldı.
Üstad’ı tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.
*****************
Not: “Aptala sözün tamamı söylenir. Biz aptal mıyız” diyeceklerden özür. Malesef onlar da uğruyor arada. Dolayısı ile:
Yüzde 15.7 si 5 milyon ise yüzde yüzü yani Türkiye nüfusu 31 milyon civarında oluyor!
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp di mi?
Sanço- Panza-de-la-Nişantaşı’nın “365 derecelik doğrusal yürüyüşü” nü bu dehanınki ile birleştirdiğnizde siz de benim gibi Hürriyet’te yazmak için azami IQ ne kadar olmalı diye soruyormusunuz?
“Her gün Önemlidir” Mehmet Y. Yılmaz
( bu zekayı keşfeden Ahmet Kekeç , ben ondan okumuştum ve çok gülmüştüm )
-dır’lı -dur’lu cümleleri çok sever bu fosiller
tıpkı Genelkurmay’ın “bölgede bir havan atışının yapılmadığı tespit edilmiştir” cümlesi gibi ( ve tabi bilumum eski açıklamaları) , böyle söyleyince yırtacaklar ya uyanıklar akıllarısıra
Rahmi Turan meşhur ‘sakallı bebek’ asparagasının da sahibiymiş, Hasan Pulur gibi bunak kadrosundan istihdam ediliyor anladığım kadarıyla
bir de belli büyüklükteki her işletmenin çalıştırması gereken ‘Özürlü Kadrosu’ var Doğan bu konuda çok hassas vergi mevzuatına yaptığı gibi savsaklamıyor ve bol miktarda ‘zeka özürlü’yü çalıştırıyor sağolsun.
( Doğan SSK primini düşük göstermek gibi IQ’yu düşük göstermenin işine yarayacağını düşünerek istihdam ettiyse bilemicem tabi,o konuda bir telkini olmuş olabilir,diğer departmanlarda da düşük IQ göstermiş , IQ mu kaçırıyor ne dicem ama kurşun kalemle muhasebe kaydı çok zekiceydi aslında 🙂 nasıl çaktılar yaaa tühh )
sabıkalı kadrosunu da andıç sabıkalı Oktay Ekşi dolduruyor .
kanunen zorunlu olmasa da yersiz yurtsuz avare dolaşanlara da bağrını açmış ve ‘dönek kadrosu’ ihsas etmiş bir hayırseverdir kendisi.
BeğenBeğen
🙂
Şaka değil. Ortada bir ajanda var. Aptallaşmış, değer ölçülerini yitirmiş bir toplumdur dünyanın Rupert Murdoch’larının Aydın Doğan’larının ideal toplumu.
Olaya solcuların “vahşi kapitalizm” gözlüğü ile baksak ta olur. Onlar için bu kalitedeki insan toplulukları “ideal tüketici” dirler.
Aydın Doğan’a niye bu kalite diye sorsanız, tahmin ediyorum cevabı “naapıyım okur, seyirci bunu istiyor” olur.
Sarı benizli Amerika’ya gittiğinde Kızılderililerin çoğunu kırdı, silahla hastalıkla. Kalanları da “ateş suyu” müptelası yaptı. Onlara alkol satarken “naapıyım istiyorlar” dedi. Doğru. Bu gün Kızılderililerin yüzde 80’i alkoliktir.
BeğenBeğen
istihdam etmek bi dert ,islerine son verebilmek ayri bi dert . baksaniza isten cikarma soylentisine bile tahammul edemeyip “yalancilaaaar ” diye aglamaya basliyorlar. bkz:hasan pulur-medyatava
saygilar
BeğenBeğen
🙂 Okudum o yazısını da “jurnalci” nin. Ben daha çok okur sana söylüyorum, patron sen anla okudum. “Ben 55 yıldır” jurnalcilik yapıyorum, beni atmayın” serzenişi vardı yazıda. Korkarım korkunun ecele faidesi yok.
Benim fazla ihtiyacım yok ama kendisi ve rejimin asr-ı saadetine sıkça nostalji yapan “duayen” in gençliğini bilmeyenlere ibretlik bir örnek sunmuş VB:
(Resmin altındaki “objektif habercilik” nümunesine dikkat!)
BeğenBeğen
“Tetikçiden Etikçi Olur mu ? ” Ergun Babahan Sormuş ,Ben Cevaplayım :
Etikçi olmaz Etekçi olur
( bol frikik olur , gazete porno filtrelerine takılır ,işyerlerinde,aile ortamında girilmez olur…)
Dün akşam Can Dündar ( hani evli-çocuklu olupda bir genç kızı öperken yakalanan eleman ) , Milletvekilini “şeyhin elini niye öptün ?” diye sorguluyordu.(insan birkaç hafta ortalarda görünmez bari ya da konumu bulamadın)Şimdi bu Etik mi Etek mi vallahi karıştırdım.Bir Vecize ile konuyu bağlayıp kaçıyorum:
etik ile uslanmayana giydirmeli etek
etek ile uslanmayanın hakkı da kötek
( -dir ile bitiremedik vecizeyi , biraz gayriresmi oldu sanki …genelkurmay da beğenmeyiversin gari…)
BeğenBeğen
Ergun Babahan’ın sırası gerilerde olduğu için yazıyı okumadan başlığa bakmıştım
“Tetikçiden Etikçi Olur mu ? ” Ertuğrul Özkök Hakkında değilmiş , Fatih Altaylı Hakkındaymış
düzelteyim mi düzeltmeyim mi , sanırım düzeltmeyeceğim , Patron dışında bir fark göremiyorum ,aynen caridir.ortak paranteze almakta sakınca yok,kelimeden tasarruf olur ( aslında patronlar arasında da fark göremiyorum )
BeğenBeğen
“(aslında patronlar arasında da fark göremiyorum )”
Olmaz mı
“Selebriti” lerin frikiklerine 37 kere darbeci, pornocunun boyalı medyasında tıklamak ile “bizden” ve darbeci olmayan, soft-pornocununkinden tıklamak arasında fark?
BeğenBeğen
Güzel bir ‘Tetikçilik’ örneği :
“12 Eylül’den altı ay sonra bir bulvar gazetesinde yapılan yayın sonrasında ‘yurda dön’ çağrısına maruz kaldım; yurtdışında Türkiye aleyhinde faaliyette bulunma gibi çok ağır bir suçlamayla üstelik…”
‘Bulvar gazetesi’ dediği, Çetin Emeç’in yönettiği ‘Hafta Sonu’ adlı magazin gazetesiydi. Gazete “Cem Karaca gizli hesaplar peşinde” başlıklı bir haberde, sanatçının yurtdışında bir örgüt kurduğunu ileri sürüyor ve bunun kanıtı olarak da bir fotoğraf yayımlıyordu.
“Oysa” diyordu Cem Karaca, “Fotoğraf iki yıl önce Münih’te yapılan 1 Mayıs töreninde çekilmişti. 1979 yılı 1 Mayısı’nda. Darbeden çok önce. Yanımda sanatçı arkadaşım Selda da vardı; gitti, teslim oldu o, tutuklu yargılandığı davadan beraat etti. Onun beraat ettiği konuda beni vatandaşlıktan attılar.”
”
http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/Default.aspx?t=06.10.2009&y=TahaKivanc
*********************************************
“Kılıçdaroğlu’nun bir itirazı da “listenin eksikliği” ile ilgili.
Nazım varmış da, niçin Sabahattin Ali, Nihal Atsız ve Parvus Efendi gibi “değerlerimiz” yokmuş!
Hadi Sabahattin Ali ve Nihal Atsız’ı anladık da (ikisi de CHP tarafından perişan edilmiştir) Parvus efendi de nerden çıktı?
Bu ne olduğu, kimin hesabına çalıştığı bilinmeyen tuhaf “silah taciri” de nerden çıktı?
Bu, hem Troçkist hem Marksist, hem Türkçü hem Osmanlıcı, hem İttihatçı hem Cumhuriyetçi, hem sosyalist hem kapitalist “savaş spekülatörü” de nerden çıktı?
Kılıçdaroğlu Parvus Efendi’yi “değerlerimiz” arasında sıralıyor.
O zaman “İttihatçısınız” dediğimizde bozulmayacaksınız, yerinizi ve konumunuzu bileceksiniz.
”
http://www.stargazete.com/gazete/yazar/ahmet-kekec/bu-tuhaf-adam-da-nerden-cikti-217173.htm
Ahmet Kekeç haksızlık etmiş , Bence bu Kılıçdaroğlu araya bir gayrimüslim ekliyeyim diye aklına ilk geleni söylemiştir ,
“su pahalı,su da indirim yapıcam” diyen ama şuanki su fiyatını bilmeyen Belediye başkan adayıydı kendisi ‘çakma gundi kemal’
( bir hafta sonra sordular yine bilememişti adam , gürsel tekin de bilmiyordu ,Bunlar İstanbulu yönetecek…. Ne Güzel İstanbul…Allah Muhafaza… )
BeğenBeğen
“Pembe tablo döneminde işsizlik daha da artmış.
– 1923-2002 arasında, bütün Cumhuriyet tarihi boyunca, toplam iç ve dış borç 222 milyar dolar.
AKP’nin tek başına iktidar olduğu 2003-2009 arasında toplam iç ve dış borç 243 milyar dolar.
AKP yedi yılda, seksen yıllık Cumhuriyetin toplam borcundan daha fazla borç yapıyor.
Bu mu nurlu ufuklar? ”
YAL-AN-ÇIN DOĞAN
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/12644674.asp?yazarid=91
222 milyar $ borç 2 kasım 2002’de ödendi/sıfırlandı bu adamlar 7 yılda 243 yaptılar ….şimdi bu adama 250 milyar dolarlık ekonomide 222 milyar dolar borç ne demek , 750 milyar dolarlık ekonomide 243 mliyar dolar borç ne demek diye sormak abes tabi
Başbakan IMF kapısında kuyruğa girseydi hoş olacaktı tabi , oysa şimdi Başbakan ,Ali Babacan’a soruyor ” IMF’den bir teklif var mı Ali ?” , Ali Babacan açıklama yapıyor ” IMF ‘in teklifleri güvenilir gelmedi kabul etmedik”
Türkiye’nin eli rahat darda değil , 1 milyar serbest bırakıldı , geldi gelecek,yolda , eli kulağında şimdi gelir ,kapıyı çaldı çalacak…..dönemleri gerilerde kaldı monşer….sen kendi muhasebenle ilgilen !!!
BeğenBeğen
Biliriz Baba’nın o “hazine 70 cente muhtaç” dediği günleri de, Halkçı Ecevit- Devletçi-Dewlett- Dürüstlük abidesi Mesut döneminde “kitap fırlatmadan” nasıl bir gecede milyarderler yaratıldığını da.
Bu herif de Baykal ve Sanço Panza, ve Rahmi Amca ile aynı sınıfta imiş herhalde. Her yönü ile parlayan ekonomik karnede siyah nokta bulmak için yapmadıkları cambazlık kalmadı.
Baykal da bunun gibi “Türkiye’nin dış borç stoku” diyor. Alıyor tüm kamu (yani devlet) borçlarını, Onun üzerine Aydın Doğan’dan Cem Uzan’a dış kredileri olan herkesin dün yapamadığı bu gün yapabildiği borçları ekliyor. Üstüne de faiz, KDV, ÖTV artı bahşiş ekliyor. Ve faturayı Erdoğan’a gönderiyor. Haya damarı çatlamaya görsün.
BeğenBeğen
Bu yazı gözümden kaçmış , son kısmı çok güzel ifade ediyor :
”
Şimdi bu özgür basına vergi ver diye baskı yapılıyormuş, Hasan abi öyle diyor.
Bilirim abi, bu özgürlük düşmanları Sabah’a da aynısını yapmışlardı, hem de Etibank yüzünden.
Ne olmuş yani biraz fazla ödünç para almışsak Etibank’tan…
Üstelik bu vergi cezalarının yanında o zamanki para bunun yanında devede kulaktı.
Bunun için koca gazeteye el konulur muydu?
O zaman Avrupa Birliği yolunda bu kadar ilerlememiştik gerçi, o yüzden özgür basın diye bağırmak çok etkili olmazdı herhalde.
Ayrıca herşeye el konulunca parasızlıktan bu gavur gazetelerini de alamaz olmuştuk, ne yazdıklarını bile göremiyorduk.
Bir tek sizinkileri görüyorduk, bize “Hortumcu, namussuz” diyorlardı.
Halbuki biz de aynen sizin gibi Türkiye’de basın özgürlüğü için mücadele ediyorduk.
Şimdi anlıyorum ki, biz aslında TMSF’nin değil, basın özgürlüğü düşmanlarının, Avrupa Birliği karşıtlarının, darbecilerin kurbanı olmuşuz.
Siz yazınca anladım, Allah’ı var güzel yazıyorsunuz. Güngör abi bile açıldı sizin grupta.
Benzetmek gibi olmasın hani iki eski arkadaş karşılaşmış. Hal hatır sorma faslından sonra, biri diğerine kızını sormuş…
Arkadaşı cevap vermiş, “‘Sorma demiş üniversiteyi bitirdi, özel bir şirkete girdi. Patronu onu çok sevdi, ev aldı, araba aldı, kürkler aldı. Her yurtdışı seyahatine götürüyor.”
Arkasından eklemiş, “Seninki ne yapıyor?”
Arkadaşı boynunu büküp cevap vermiş, “Vallaha benimki de kötü yola düştü ama ben senin kadar güzel anlatamıyorum” diye.
Allahı var iyi anlatıyorsunuz…
Bizim anlatım zayıftı biraz.
Biz de o zaman demokrasi kahramanıymışız be abiler ama acıdan fark edememişiz veya meramımızı gavura iyi anlatamamışız.
Özgür basın olduğumuz için olmuş herşey.
Onun için diyorum ki, şimdi bizim bankamızı geri versinler.
Tayyip Bey versin, siz hep ona çağrı yapıyorsunuz, doğru adres o galiba.
İçine de bir gazeteyle televizyon kuracak kadar para koysun.
Biz de bu özgürlük mücadelesine kaldığımız yerden devam edelim.
”
ERGUN BABAHAN
http://www.stargazete.com/gazete/yazar/ergun-babahan/biraz-biz-de-ozgurleselim-218067.htm
BeğenBeğen