Grant F. Smith* , 27 Kasım, 2009
Amerika’nın Ortadoğu arabulucusu George Mitchell İsrail’in kısmi ve geçici, illegal yerleşim dondurma kararını aşırı bir iştiyakla, “bu daha önceki bütün İsrail hükümetlerinin yaptığından fazlasıdır ve taraflar arasında barışa yürünmesine yardımcı olabilir” diye yorumlamış idi. Gerçekte İsrail bundan fazlasını yaptı. 2005 yılında İsrail Gazze’de yerleşim birimi inşasını durdurdu ve aleni işgale son verdi. Boğucu bir ekonomik abluka ve tam İsrail kontrolü altındaki sınırlar, hava ve deniz girişleri ile Filistinlilerin durumu daha da kötüleşti. İroniye bakın ki İsrail’in yerleşim faaliyetlerine son vermek isteyen Amerikalılar da Filistinlilerinkine benzer bir çıkmaz ile karşı karşıyalar. Orta-Doğu’da barış, burada, yani evimizdeki illegal İsrail yerleşiminin tuhaf tezahürlerini durdurmaya bağlıdır. Amerikan’daki yerleşim birimleri çalınmış topraklarda değil ama Amerikan idaresinin stratejik alanlarında, 1938 Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası (FARA) ihlalleri ile inşa edilmiştir.
İsrail’in devlet olarak ilk milletlerarası faaliyetlerinden biri 1948’de Amerika’da “İsrail Enformasyon Ofisi” (IOI)’ni kurmak olmuştur. IOI, Amerikan Adalet Bakanlığı’nın emri üzerine sadece kayıt yaptırmakla kalmamış, her 6 ayda bir İsrail adına yaptığı faaliyetleri rapor etmek ve Amerika’da yayınladığı broşürler ve diğer materyal üzerine kaynağının İsrail Hükümeti olduğunu belirten damga koymak zorunda idi.
IOI hemen problemle karşılaştı. FARA Birimi Kaliforniya Ofisi’nin varlığını bildirmemekle suçlu bulundu FBI dağıttığı materyalde gerekli (İsrail hükümeti yayını olduğunu gösteren) damganın bulunmadığını fark etti. İsrail Dış İşleri Bakanlığı’nın ajanı olarak kayıtlı olan Isiah Kenen bu tür idari gözetim ve beyan zorunluluğundan bıktı. IOI faaliyetlerini bir yerli lobi organizasyonu olarak kayıtlı olan Amerikan Siyonist Konseyi (AZC) ye taşıdı. Adalet bakanlığı kayıt ettirmesini talep etti fakat o kulak asmadı.
1952 yılındaki bir zirvede İsrail Başbakanı David Ben-Gurion büyük organizasyonların lobi ve fon oluşturma faaliyetlerini bir İsrail yarı-devlet örgütü olan Yahudi Ajansı yerine AZC (Amerikan Siyonist Konseyi) altında merkezleştirmelerini önerdi. AZC Hadasa ve Amerikan Siyonist Örgütü gibi büyük örgütlerin liderliklerini barındıran bir küçük şemsiye örgüt idi. Fakat AZC 1960’lara kadar, halkla ilişkiler ve lobi faaliyetleri için Kudüs’teki yarı-resmi Yahudi Ajansı’ndan finansal destek almaya devam etti. 1962–1963 arasında konuyu araştıran Senato ve Adalet Bakanlığı AZC ve Kenen’in Yahudi Ajansı New York Ofisi vasıtası ile Amerikan vergi mükelleflerini kesesinden fonlanacak yardım ve silahlar sağlamak için (İsrail’e) direktifler ve 35 milyon dolarlık fon aldığını belirledi. Adalet Bakanlığı 1962 yılında, AZC’ ye yabancı ajanı olarak kaydolmasını emretti. Bununla başlayan Adalet Bakanlığı-AZC arasındaki şiddetli savaş, 1965’te Bakanlığın AZC’nin operasyonlarına son vermesi beklentisi ile gizli FARA deklarasyonu sunmasına kadar devam etti. Yahudi Ajansı, İsrail Hükümeti ile AZC New York Ofisi arasında imzalanan ve Ajans’a devlet yetkisi veren tüzük anlaşmasının bir haham ve bir George Washington Üniversitesi araştırmacısı tarafından ifşa edilmesi üzerine Ajans bu ofisi kapatmak zorunda kaldı. AZC derhal sessizce lobi operasyonlarını, kendi aralarında “Kenen Komitesi” olarak bilinen (bu gün Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi “AIPAC” olarak bilinen), Kenen’in 1975’e kadar başkanı olduğu, eski bölümü içerisinde yeniden organize etti. Yahudi Ajansı aynı zamanda kağıt üzerinde isim, kimlik oynamaları ile aynı binada, aynı personel, aynı yayınlarla Dünya Siyonist Örgütü (WZO) Amerika Şubesi olarak yeniden doğdu.
Bugün, İsrail Hükümeti’nin Amerika’daki gücünün en önemli çekirdeği Washington’daki elçilik, resmi konsolosluklar veya legal kayıtlı FARA entitelerinden çok uzakta yatar. 2008 yılı hayır kurumu vergi beyanına göre Ana Yahudi Organizasyonları Başkanları Konseyi’nin (Bundan sonra “Başkanlar Konseyi”) sadece 2 tane maaşlı çalışanı var. Ben Gurion mandası altındaki AZC gibi, Başkanlar Konseyi’nin tek gerçek rolü vardır: Amerikan Organizasyonlarını İsrail’in Amerika’daki güç merkezine yönlendirmek.
Bu gün Başkanlar Konseyi listesi AZC ve Hadasa yanında Amerikan Likud Dostları, Yahudi Milli Güvenlik İşleri Enstitüsü (JINSA) , gibi ilginç isimli organizasyonları içerir. AIPAC’in içtüzüğü gereği bütün Başkanlar Konseyi üyesi organizasyonlar AIPAC yürütme komitesi üyesidirler ve bu şekilde Adalet Bakanlığı için eski AZC’den çok daha göz korkutucu bir güç oluştururlar. Fakat gerçekte İsrail Hükümeti’nin son, yabancı ajanlığı ilişkilerinin kimi gizli kimi açık olan lobi kuruluşu yeniden adlandırılmış, AZC’den başka bir şey değildir. İsrail ile görünür bir coğrafi bağlantı, Başkanlar Konseyi’nin de Dünya Siyonist Organizasyonu Amerikan Şubesi ile aynı 633 Third Avenue, New York adresinde olmasıdır.
Yahudi Ajansı’nın kağıt üzerindeki reenkarnasyonu olan Dünya Yahudi Organizasyonu (WZO) Amerika Şubesi hala İsrail adına çalışan yabancı ajanı olarak kayıt yatırmakla yükümlüdür. 2008 yılında İsrail adına yabancı ajanslar için en yüksek meblağ olan 8 milyon 102 bin 752 dolar harcadı. Selefi yabacı ajanı Yahudi Ajansı gibi WZO Amerika Şubesi de Amerika çapındaki bu büyük harcamalarının esasen siyasi aktivite değil “eğitim” amaçlı olduğunu iddia eder. Bu iddialar kolayca çürütülebilir. WZO 2005 yılında İsrailli savcı Thalia Sason tarafından daha sahih olarak İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerinin merkezi olarak ifşa edildi. Şimon Perez’in tahminine göre illegal yerleşim inşası için 50 miyara yakın bir meblağ İsrail’e aldatmaca yöntemlerle transfer edildi. Bu gün WZO/Konferans Başkanları’nın “eğitim” aktiviteleri hahamları organize etmekten Iran ile savaş için kampanya yapmaya kadar WZO’nun Adalet Bakanlığı’na verdiği beyanda bulunmayan faaliyetler içerir.
Bu tür İsrail’ce tasarlanmış planların Amerikan kanına ve servetine değip değmediği konusu kanun gereği olduğu kadar hayati önem de taşımaktadır. FARA gereğince Amerikalıların, AIPAC ve Başkanlar Konseyi’nin yabancı müvekkil (ler)ı adına yaptıkları siyasi ve halkla ilişkiler faaliyetleri ve değerli şeylerin transferi konularında tam beyanata hakları olduğu açıktır. Bu liderlerin, direkt olarak Amerikan Siyonist Konseyi’nden zuhur eden bir yabancı lobi teşkilatları olarak inisiyatiflerinin faturalarını ödemeleri beklenen Amerikan vergi mükelleflerine bilgilendirme borçları gittikçe büyümektedir. Fakat 1961 de adalet bakanının emrine rağmen 1965’ten beri hiç biri FARA dairesine tek bir deklarasyon sunmadılar. Bu, AIPAC ve Başkanlar Konseyi’nin Amerikalılara 88 yarı-yıllık FARA deklarasyonu borçları var demektir. WZO, kendi hissesine, Obama Yönetimi’nin karşı çıktığı, illegal Batı Şeria yerleşimlerine büyük katkıları hakkında doğru beyanda bulunmak zorundadır.
İsrail lobisinin geçmişteki gizleme alışkanlığı göz önüne alındığında, bu ifşaatların kamu dikkatlerini cezb edeceğinden şüphe yoktur. Neden 1984 ve 2005’te bu kadar çok miktarda gizli devlet bilgilerinin AIPAC’tan yabancı müvekillerine (İsail – BLY) geçtiği konusunun açıklanması zamanı çoktan gelmiştir. Bu açıklama özellikle İsrail’in Iran’a Amerikan saldırısı tamtamlarını çaldığı şu günlerde gayet aydınlatıcı ve zamanlı olacaktır. İsrail’in birincil sömürgeleştirme entiteleri Dünya Siyonist Örgütü (WZO), siyasi kası (Başkanlar Konseyi) ve Kongre’deki uygulattırıcısı (AIPAC) -tekrar FARA gereğince kayıt yaptırmadıkça- bizatihi Amerika’daki illegal yerleşimcilerdirler.
***************************
*Grant F. Smith yeni çıkan “Spy Trade: How Israel’s Lobby Undermines America’s Economy.” (Casus Ticareti: İsrail Lobisi Amerikan Ekonomisini Nasıl Baltalıyor)”kitabının yazarıdır. Kendisi sıklıkla Radio France Internationale ve Voice of America’s Foro Interamericano’ya katkılarda bulunur. Smith aynı zamanda BBC News, CNN ve C-Span’da programlara katıldı. Şu anda Washington, DC’deki Institute for Research: Middle Eastern Policy (Araştırma Enstitüsü: Ortadoğu Politikası) kuruluşunun direktörüdür.
Çeviri: Bekir L. Yıldırım
*****
Not: AIPAC’ın faaliyetleri üzerine çok güzael bir kaynak:
Siyasi hayatı AIPAC tarafından sonlandırılan, eski ABD Kongre Üyesi Paul Findley’in “They dare to speak out” (Konuşmaya cesaret ettiler) kitabı. Türkçe’ye de çevrilmiş.
İsrail Lobisi, Bush’un Gözü-Kulağı
http://eski.iktibas.info/dergi/agustos/gundem8.htm
Bu SON linkteki yazıdanda ve sizin yazınızdan da anlaşılacağı üzere
İsrail yardım kuruluşlarını çok çok iyi organize ediyor.
Peki biz nasıl yardım toplaya biliriz?
Mesela Bir radyoya yardım toplansa, yurtdışından proflar getirilse, alimler getirilse, ünlü kişiler getirilse, filistinden Ebu Ziyad gibi, Halid Meşal gibi ekibiyle beraber temsilciler getirilse röportajlar yapılsa, çeşitli mesleklerde kişiler getirilse işte ne aklınıza geliyorsa tiyatro gösterileri yapılsa veya oralara yardımlar yapılsa nasıl olur… bir an aklıma geldi.
BeğenBeğen
http://www.timeturk.com/Radyo-Denge’den-muhteşem-Hicret-Gecesi_105031-haberi.html
http://haksozhaber.net/news_detail.php?id=11663
Muhteşem hicret gecesi…hayırlı olsun.
Selametle…
BeğenBeğen