Meclis’te vekil (Fevzi Şıhanlıoğlu-DYP) öldüren tek parti ünvanına haiz “hareketli” partiden, eski sağlık bakanı Osman Durmuş, edepsiz askerlerin babalarının malı olan GATA Hastanesi’ne Başbakan’ın eşini hasta ziyaretine almayacak kadar şirazeden çıkmasını savunmak için hem Islam Peygamberi (sas) hem Başbakan hem de eşine hakaret etme “siyasetini” sergiledi “sen peygambersin tabii, beyaz yakalıların ne haddine eşini hastaneye almamak” mealindeki sözleri ile. Bu ne siyasetidir bilmem ama bildiğm bir şey varsa bu malın alıcısı tonla vardır bu ülkede. O maganda da bunu bildiği için mal üretiyor.
Hareket partisi hep bu olagelmiştir tarihi boyunca. Fikirdeki fukaralığı hareket çekerek telafi olgelmiştir modus operandi leri.
Taa lise yıllarından bilirim malı. Lise sonda, kompozisyonda ilk yarı notum 9 idi. O notu veren hoca Sevincer Zihni adında, okuldaki ülkücü yapılanmasnın nefret ettiği bir solcu idi İklnci yarıda onun yerine gelen “nazım” kelimesini “naazım” diye telaffuz eden “ben Erzurum’da üniversitede iken okula gitmezdim; tükanım vardı” diyen ülkücü edebiyatçı beni sınıfta çaktırmak istedi ama 9 a karşı 1 verse dahi ortalama durumundan dolayı bunu başaramayacağını bildiği için mecburen 4 yani kalır notu verdi ve ülkücülük davası böylece güçlendi.
*******************
Üniversite’de ilk yılımda Şubat tatilinde Sivas’ta idim. Bir akraba ile tavla atmaya karar verdik. En yakındaki Madımak Oteli’nin (evet bildiğiniz Madımak) karşısındaki Çimen Kıraathanesi’ne girdik.
Meğer orası ülkücülerin kurtarılmış kıraathanelerinden imiş. Dahası, ben de lise yıllarında Marksist imişim. Uzun sözün kısası, sorgulama, hakeretler sonrası linçten tanıdığım önemli ülkücülerin isimlerini zikretmek sureti ile kurtuldum.
******************************
Ondan 1 -2 yıl sonra Sivas Olayları’nda da Sivas’ta idim. Sokaklarda “Aleviler cami basmışlar, 10 kişiyi öldürmüşler” yalanı ile insanları kışkırtanlar arasında da liseden tanıdık ülkücüler vardı.
Sokağa indiğimde o tanıdıklardan bir yanıma geldi. “Senin kim olduğuınu biliyoruz, ayağuını denk al” ayarı çekti.
**********************************
Benzer ayarları üniversite yılları boyunca yedik bu çapulculardan ve sineye çektik. İTÜ’de bir kaç “iyi ülkücü” arkadaşım vardı. O zamanlar muhtelif devrimci
fraksiyonların okula sokmadığı, gördükleri yerde parçalamak istedikleri birine destek olurdum, notlar temin ederek, okuldaki durumdan haberdar ederek. İsmi lazım değil. Şimdi bir yerde MHP Belediye Başkanı adayı imiş.
******************************
Onların kontrolündeki yurtlarda biz “hacı hoca takımını” barındırmazlardı ama bizim dindar bir vakfa ait yurtta barınmakla kalmazlar bize “siz ürkeksiniz, biz erkek” ayarı çekerleredi. Biz alttan alır, bulaşmaz, sineye çekerdik. Çünkü karşımızdaki malzemenin yolda elinde Milliyet ile yürüyeni eşek sudan gelene kadar dövmeyi en tabii hakkı sanan kalitede olduğuınu bilirdik. Zamanın polarizasyonu içerisinde de “eh bazıları cumaya geliyor en azından” diyerek biraz daha yakınlık ta duyardık. Karşıdakiler dinden nefret eden dünün Komunisti bu günün laikçileri idiler.
Kaderin cilvesi deyin, mecrasını bulan sular deyin, dün “pis komanist”, “pis faşo” diye biribirinin kanını içenler bu gün Ergenekon-vari “ordu millet el ele”, Kızıl Elma yapılanmalarının her yerinde el ele. Ortak düşman ise, o yıllarda bir kişinin burunu kanatmayan, darbeye zemin hazırlamakta kendini kullandırtmayan dindar.
**************************
Bizim kadar tavizkar olmayan arkadaşımız Metin Yüksel’i şehid ettiler Fatih Cami’inde cuma çıkışında. Biri sakalından tuttu diğeri beynine boşalttı şarjörü kahraman ülküdaşların.
*******************************
Bunun gibi pek çok müşahhas örnek var hafızamda.
70’lerde katledilen binlerce gencin yarısı için öldüren diğer yarısı için ölenler listesinde onlar. Vatan için tabii. “80 Darbesine zemin hazırlamak için bizim gibi boş kafalıları kullanmışlar” demek gururlarına ağır gelir. Ama hayatlarında duydukları en veciz söz, 60 Darbesi sözcüsü faşist Albay’ın “davadan döneni vurun, ben dönersem beni de vurun” olanlardan fikir mikir beklemiyorduk. Boşuna değil hareket partisi olmaları. Zamanın solcu anarşistelerinden farkları , solcuların çoğunun en azından Marksist literatürü okumuş olmaları idi. Onlar Albay için sanarak darbeciler için ölme ve öldürmekle meşgul iken Alladdin Çakıcı gibi bir çokları da bu işi kara dönüştürdüler ve nur toplu gibi bir “Ülkücü Mafya” doğdu o günlerde. Maraş’tan Madımak’a, oradan Susurluk ve Ergenekon’a bütün organize provokasyonlarda, neden ülkücü mafya karakterlerini gördüğünüzü merak ediyorsanız bu geçmişi araştırmanız lazım.
70’lerin aktif figurlerinden benim “tertip” merhum Muhsin “bizim tarla daha önce sürülmüş” derken Osman Durmuş’lardan bahsediyordu. O oyunu gördü. Parçası olmayı reddetti. Dünkü Meclis’te bu ülkücü mafyanın sergilediği haya damarı çatlamışlık en fazla benim tanıdığım helal süt emmiş, dinine saygılı Muhsin’i rahatsız ederdi. Zira o gaye için bütün yolları caiz görmeyen bir edep ile yetişmiş idi. Osman Durmuşlarla yollarını yıllar önce tam da bundan ayırmış idi.
*****************************
Daha önce Ahmet Necdet Sezer’e karşı aday olma cüreti gösteren kendi vekilleri Sadi Somuncuoğlu’yu döverek vaz geçiren vekiller şimdi hem Islam’a hem Başbakan’a hem de eşine hakaret ederek “davaya” hizmet ediyor.
Nasıl bir davadır ki uğruna inilmeyecek seviye yoktur?
Nasıl bir ahlak, akıl izandır ki hasta ziyaretine gitmek isteyen Başbakan eşini, veya herhangi bir insanı, oraya sokmama küstahlığını sergileyen üniformalı zorbaları savunmak yetmiyor gibi bir de kutsalları, aile mahremiyetini ayaklar altına alır? Bu Türk_Islam sentezi midir? Hangisi yücelir bununla? Ahlak neresindedir bu sentezin?
Retorik sorular bunlar. Malın bu olduğunu biliyorduk bazılarımız, müşahhas tecrübelerden.
“Bahçeli”Başbakan Erdoğan’ın, Milliyetçi Hareket Parti’sini başörtüsü karşıymış gibi göstermesi, yasakçı uygulamaları desteklermiş gibi çarpıtarak sunması utanmazlığın ulaştığı en son nokta olmuştur.” dedi.”
Bunlar benim gibi politikadan hazzetmeyen ve hayatında yalnız bir kere oy vermis adamları 2004ten sonra Ak Partili yaptilar şimdi de zorla fanatik yapacaklar. Az kaldı. Bu sefer Dunyanın öbür ucunda da olsam oyumu Akpye vereceğim ve cevreme de baskı yapacağım. Özelikle Saadete vermeyi düşünen biradere.
Selamlar
BeğenBeğen
🙂
Elin değmişken bir de bizim ailedeki laikçilere baskı yapsan. Oylarını bırak yazılarımı okurlarsa çarpılcaklarına inanmışlar.
BeğenBeğen
Ehm o kadarına gücüm yeteceğini bilsem seve seve. ;=0
BeğenBeğen
Dünden bu güne MHP’nin daha ılımlı, “bilimsel” bir tahlili de burda:
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=948256&title=mhpye-neler-oluyor
BeğenBeğen
Bu da aynı şeyi diyor benimkine benzer lisan ile:
http://taraf.com.tr/makale/9892.htm
BeğenBeğen