Hayır, bunu Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı, Dr. Osman Can’dan duymadım. Onun da benden duyduğu ihtimali “aklın yolu birdir” ihtimalinden zayıf. Osman Can, “Hükümet, Meclis AYM’nin esas üzerine vereceği bir olumsuz kararı kaale almamalı” diyor mealen. Ben ise onlar ve biz “esastan görüşüp vereceği herhangi bir kararın yok hükmünde olduğunu ilan etmeliyiz şimdiden” diyorum. Bu ilkesel olarak daha tutarlı bir duruştur zira “ancak aleyhimize karar verirse ” demek yerine “böyle bir yetkisi yoktur” demiş oluyorsunuz.
Burada son 2-3 yıl içersinde tam da bu manada bir kaç yazı yazdım.
Bkz örneğin:
AYM Üyelerinin Süpermen kompleksi
AYM Gerekçesi: Minareye kılıf veya zırvanın tevili
Ananı belleyen Anayasa Mahkemesi ise..
367 kere Maşallah! Laikliğe aykırı değilse tabii
Anlayacağınız, Şamil Tayyar’ın mealen , “İlk olarak Osman Can bunu söyledi” demesinden burayı iyi takip etmediği anlaşılıyor. Ah ne şok! Senin kaybın Şamil.
Ama Şamil Tayyar eğer “medyacılar, hukukçular arasaında ilk seslendiren o” diyor ise bildiğm kadarı ile haklı.
AYM Üyelerinin süpermen kompleksi başlıklı yazımda “bir anayasal kurum (darbe mahsulü olmasından ötürü gayri-meşruiyetini bir kenara koyalım şimdilik) kendisine ait olmayan bir yetkiyi kullanmaya kalkarsa ne olur” sorusunu sormuş idik bir kaç örnek ile.
Hafıza tazelemek için bir iki örnek daha ilave edelim. Diyelim ki CHP veya ADD, ÇYDD veya başka birileri gittiler AYM’ye “dünyadaki tüm Türk Okulları’nın kapatılması” taleplerini saygıları ile arzettiler.
AYM’deki bağımsız yargıcılar, refikaları, kerimeleri, general siyasetçi, Ergenekoncu dostları ile aldılar mevzuyu, şekilden, esastan felan derinlemesine incelediler, aile toplantılarında, telefonlarda, ordu evlerinde, tenis kulüplerinde ve 9 a 2 oyla talebi yerden göğe kadar haklı buldular. “Gereği düşünüldü” deyip bir cuma 4’ü 5 geçe tarihi kararı Haşim Kılıç yüzlerce medya mensubunun önünde ilan etti!
Ne yaparsınız? “Mutedil, akıllı yolu seçip, “AYM’nin kestiği parmak acımaz, “otoriteye karşı gelinmez” der okullara kilit mi vurursunuz yoksa tepeniz atar ve “zırvanın bu kadarı!!, …. kervan yürmüş!!.. sen Türkiye’yi aştıın dünyayı yönetmeye kalkıyorsun. o ülkelerin hukuku, milletlerarası hukuk..sen 3-Ali mahkemes misin?” felan mı dersiniz?
Temel sorular: Otoriteye mi karşı gelinmez yoksa “meşruiyet” diye bir kriter mi aranır? Meşruiyetin kaynağı nedir?
Peki ,”Otorite” ve gücü o anda elinde tutan aynı şey midir? De facto otorite ile de jure otorite karşısındaki tavır aynı mı farklı mı olur? Neden, neden? Kriter nedir?
Veya, Allah muhafaza, bir çete elinde tabanca ile evinize girip aile fertlerinizi rehin alsa ve size silah zoru ile emirler vermeye başlasa, bu ziyaretçilerin “otoritesi” nedir? Ne zaman hangi şartlarda müdahele etmek caizdir? Hangi durumlarda tepkisizlik OK dir? Hangi mülahazalar ile?
Ergenekon-Darbe-Yargı-Vesayet konusunu Israil-ABD_Islam dünyası (Mavi Marmara örneği bazında) karıştırmış vaziyette miyim?
Ne münasebet? Karıştırma marıştırma yok. Gayet berrak zihnim. Mükemmel paralel benim aklım ve vicdanımda. Aksini düşünen farkı ortaya koymaya davet olunur.
***********************
Her şey bir şeydir.
Şeytan tek millettir
Birleşik kaplar
Birleşik alan
Bütün yollar Tophane’ye çıkar.
Ikı secenek var: ya Osman Can’ın (pardon sızın) dedıgınız gıbı Anayasa Mahkemesı esastan karar verırse hukumsuz ılan etmek (kı aslında bence verecegı her karar hukumsuz cunku henuz ortada Anayasa Mahkemesıne goturulebılecek Resmı Gazetede yayınlanmıs bır Anayasa degısıklıgı yok, dolayısıyla CHPnın basvurusu en basından reddedılmelıydı) ya da erken secım ılan edılıp, Anayasa toptan degıstırılecek (hos bu nasıl olucak onu da anlamıyorum, ya Anayasa Mahkememız yenı yapılan Anayasayı da ıptal etmeye kalkarsa? :)).
Ikıncı secenegın gerceklesmesı ıcın halkın yargı sultasına reaksıyon verıp, AKPARTIyı yuksek cogunlukla ıktıdara getırmesı gerekıyor. AKPARTİ hıc bır zaman ılk secenektekı senaryoya uygun hıc bır davranısta bulunmadı su ana dek. Sımdı yapar mı acaba?
BeğenBeğen
Yapmaz, ama bir ihtimal daha var. O da “pay me now or pay me later”in ikinci kısmı. Hem hukukun ırzına bir daha geçerler ve hem de hızlarını alamaz “vay senmiydin Anayasa’yı değiştiren diye Apturaaman kapat şunu derler. O zaman Zaman Müçterhidinin fetvasındaki gibi “zulüm dayanılamaz olur” vurdum duymaz insanlasr için dahi ve Allah müdahele eder. Yok oluş sürecini hızlandırırlar. Bakarsınız sene 1780 ler.
Hamiş: Haklısınız, çıkmış karar yok henüz, millete sorulacak ama bu millete sorma kararı verilirken görüşme ve oylamalarda iç tüzüğe uyuldu mu, aritmetik doğru mu” gibi bir denetlemne yapabiliyor olmalıular mevcu Anayasa gereği. (367 Mucizesinde hukuk cinayeti ilşendi ama karar “şekil y6önüğnden bozma” idi yani görüşebileceği bir husus idi mevcut Anyasa’ya göre) Ondan “esastan” şartı koştum şahsen.)
Burada da “iç tüzüğe uyulmadı, bir AKP’linin elinde kamera vardı, oy vermenin mahremiyeti ” gibi bir yaratıcılık yaparlar sanıyorum. Böylece “esasa girmemiş” olurlar ne şiş yanar ne kebap.
BeğenBeğen
Apturaman olasılıgını dusunmek bıle ıstemıyorum. Zıra bu tam bır yargı darbesı olur. Ne yapacagız o zaman… Uzerıne cıkılacak tank bıle yok.
BeğenBeğen
Sizinki de benim gibi adamların “niye spor yapmıyorsun” denildiğinde verdiği “tesis yok azizim” cevabını hatırlattı Leyla Hanım 🙂
BeğenBeğen
Yok ama oyle demeyın. Kemal Kılıcdaroglu bıle ‘darbe olursa tankın önüne çıkacak ilk kişi olacağını’ soyledı. Eh bız de arkasından takıp ederız artık 🙂
BeğenBeğen
Buna da ipe un serme denir. Gandi-Kemal’den sonra Yeltsin-Kemal? Ya Önder Amca “in ordan aşağı bakim; doğaçlama yok demedim mi” derse?
BeğenBeğen
“Hükümsüzdür” ilavesi.
Hükümsüzdür ne demektir?
Olmamış, yapılmamış “it ürmüş kervan yürmüş” mertenesindedir. Darbeler gibi veya mahaslle muhtarınızın resmi antewtli kağıtta evinizi komşunuza verip “ben yatım oldu, daha önce de yapmıştımö; içtihad oluştu” demesi gibi.
Ingilizce’de “null and void” (sıfır, yok hükmünde, boş).
“Ama geçmişye böyle muamele görmedi. Haydutlar Anaqyasa bile yaqtılar” diyorsanız o hukjuki ahlaki meşruiyetten değil haydutun elindeki silahın sağladığı de facto otoritedendier.
Anlaşılmadı mı?
İyi bir de Yıldıray’dan dinleyelim o zaman;
“Çareyi 1992 yılında vermiş olduğu bir kararında (E.1992/26, K.1992/48) kendisi açıklamıştı mahkeme. Herkesin anarşizm sandığı hukuken “yok sayma” halini şöyle tanımlayarak: “Yönetim hukukunda yokluk, bir hukuksal işlemin hiç doğmamış, hukuk âlemine çıkmamış sayılması sonucunu doğurur. Bu bağlamda, Anayasa yargısında yasama işlemlerinin yok sayılabilmesi ancak yetki ve görev gaspı ya da çok ağır biçim eksikliği durumlarında sözkonusu olabilir”
Evet, işte tam bu sözkonusu şimdi. Bu karar yok sayılmalı. O sözleri söyleyen Haşim Kılıç bu kararı Başbakanlığa göndermemeli. Başbakan böyle çıkarsa bu hukuksuz kararı devletin Resmî Gazetesi’ne basmamalı.
Hukuku savunanların en az hukuku çiğneyenler kadar cesur olması gereken bir aşamadayız.
Korkmayın. Hiçbir şey olmaz. Hukuku savunabiliriz. Yapabiliriz. Yes we Can.” (Taraf , bu gün ayın kaçı ise).
BeğenBeğen
Tuh, bir an icin dalip Kilicdaroglu’nun kendi basina karar alabilecegini var saymisim. Ne gaflet…
BeğenBeğen
🙂 “delalet ve hatta hıyanet” olmasın da.
BeğenBeğen
Gaflet demişken, Kılıcdaroglu’nun son incisi: “Yine gider AKP’ye oy verirlerse iki elimiz emeklilerin yakasında olacak.” Emınım emeklıler bu hıtaptan cok etkılenmıstır, bır dahakı secımler olsa da CHPye oy versek dıye heyecanla beklıyorlardır.
BeğenBeğen
Evet, çok etkileyici ama yurt dışı emeklileri dahil mi onu bilmem lazım.
BeğenBeğen
Hamiş: Bu “Osman Can’ın şimdi söylediğni ben yıllrdır söylüyorum” sözümn üzerinde tereddütü olup, geçmişteki yazılarımı takip edemeyenler için, 5 Haziran 2008 tarihinde AYM’nin Anayasa’nın ırzına geçme vukuatlarından biri akabinde yazdığım yazıdan bir paragraf:
BeğenBeğen
Bu threade benden baska yorum yazan olmadıgına gore hamıs bana mı acaba dıye dusundum. Benım sozunuzden suphem yok.
Bu arada, Huseyın Celık Anayasa Mahkemesı kararını yok saymak gıbı bır yola basvurmayacaklarını dun acıkladı. Hukuka saygılılarmıs. Iyı de mesele sızın degıl, Anayasa Mahkemesı uyelerının hukuka saygısı…
Oysakı Sayın Cumhurbaskanı bu konuda gazetecılerın sorusuna ne guzel cevap vermıstı: “tartısılsın bakalım”.
BeğenBeğen
Yok, size değil. Yazılarda bunu vurguladığımı biliyordum ama hangisinde spesifik olarak ne söylediğim yazıyı yazarken aklımda değildi. Dün o yazıyı tekrar okdum; spewsifik ifadeyi paylaşmak istedim.
Hamişleri sonradan yazı yerine yorum olarak koymam yazıyı önceden okumuş olabilecekler için de güncelleme gayesi ile.
Sadede gelirsek, evet CB’nınki daha akıllıca bir cevaptı bana göre de. Ama biliyorsunuz “hukuk siyasdeti” nin ne kadar hızlı işlediğini. Arka planda neler oluyor bilmiyoruz. Hükümet’in blogcu veya Dernek başkanı kadar ifadeler kullanmamasını da anlarız. Belki başka kanaldan daha kesin mesaj gitmiştir gereken yere de kamu önünde tansiyon düşürücü şey söyleme gereği siyasetidir gidülen. Şunu da ilave edelimö: Mustafa Şentop gibi bazı hukukçuklar da “yok saymak” dışı alyernatifler öneriyorlar. Referanduma yeni madde ilavesi ile gitmek gibi. Ben “hüükümsüzdür” de isararcıyım.
BeğenBeğen
Bahsettıgınız Mustafa Sentop’un eger Anayasa Mahkemesı krıtık maddelerı ıptal ederse, pakete eklemeler yapıp oyle referanduma yollama fıkrıne bugunku yazısında Bulent Korucu da atıfta bulunmus. http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=996723
Ama ne eklenecek?
BeğenBeğen
Herhalde “TBMM yeni maddeler çıkarsın onların yerine” diyor Şentop (!?) Benim aklıma yatmadı.
BeğenBeğen