Boğaziçi Üniversitesi “dünyanın en saygın okulları arasında yer alan” imiş.
– Kime göre?
–Habere göre. Hem de kocaman resmi var iddiaya delil sunarcasına:
-Neye göre? Kaç tane çığır açan, hatta açmayan ama peer-reviewed bilimsel dergide makale yayınlanmış, kaç tane patenti var?
-No comment.
Ama önemli değil bunlar. Bi kere çok çağdaş bir üniversite olduğu su götürmez. O kadar çağdaş ki bir kaç yıl önce okuldaki bir “folk-fest”‘te (halk oyunları şenliği biz cahil Türkler için) ekiplerin birinin başlarındaki yazmalar çıkarılmış (mı idi men mi edilmişlerdi?).
İlaveten bu “dünyanın en saygın okuları arasındaki” nin öğrencileri otobüslerde yolcu olarak binip birden koro halinde “On the Jerricho Road” gibi Hıristiyan ilahilerini söyleyerek Hristiyan olduklarını mı, çağdaş olduklarını mı yoksa okudukları kelimelerin manasını bilmediklerini mi ispatlamışlardı?
Bir de kişisel gözlemlerim var. Bir süre önce, küçük bir Ingilizce-Türkçe tercüme işine talip olmuştum da “bu işler genellikle Boğaziçi mezunlarına verilir” denilmek sureti ile kırk yıla yakın Ingilizce okumuş, yazmış konuşmuşluğumuzun bir b…a yaramadığı da ortaya çıkmış idi. Bir de sıkça alışveriş yaptığım eczacının kızına hangi daldan mezun okuduğunu sormuştum da Boğaziçi cevabını vermişti. Dal kelimesini tekrar edince haa, dal mı, psikoloji demişti. Ordan da bilirim “en saygın okul” muhabbetini.
Ama biz isimsiz muhabirin pişmiş aşına soğuk su katmayalım. Objektif ölçütlerle sıralama yaptığını iddia edip, böylesi bir çağdaş üniversiteyi ilk 500 arasına almayan pis Çinliler, Avrupalılar, Amerikalılar mı iyi bilecek, bizim Cihangir, Bağdat Caddesi, Nişantaşı cafe, bar müdavimleri mi? Hem bilimde, patent, tebliğ sayısına niye bakıuyorsunuz, orası kadar “cool, in, hip” giyinen bir üniversite camiası gösterin de ondan sonra konuşun. (daha&helliip;)