Allah kısmet ederse bu gece açıklanacak 2020 Olimpiyad’ının hangi şehirde olacağı. Bu defa ilk olarak İstanbul’un finalist üç şehirden biri olması başlı başına bir başarıdır. İstanbul’un şansı Tokyo ile eşit ve Madrid’in birazcık önünde gözüküyor. Ama her sonuç mümkün. Herhalde kıl payı ile kazanacak veya kaybedeceğiz. İstanbul’a vermezlerse haksızlık yapmış olacaklar Türkiye’ye, İslam Dünyası’na. Tokyo 1964 Olimpiyad’ını yaptı. Barselona, İspanya sanıyorum 1992 Olimpiyad’ını. Bizim sıramız olduğu kesin ama IOC (Uluslarası Olimpik Komitesi) ‘nin de Batı kontrolündeki bir kurulu düzen siyasi-ticari kuruluşu olduğu da kesin. Çok az farkla kaybedersek, buna ben Gezi farkı diyeceğim. Nitekim yabancı medyada Gezi terörü “Istanbul’un eksisi” olarak sunuldu. İnşallah kaybetmeyiz de Gezi kahramanları bir taraflarına kına yakmazlar. Hayırlısı..
Neden İstanbul 2020 önemli?
“Futbol sadece fotbol değildir” derler haklı olarak. Bu cümledeki futbolun yerine spor koyarsanız cihanşümul bir ifade olur. Başta Sovyet Rusya, Çin ve diğer dünün Demir Perde ülkeleri için spor çok önemli bir idelojik-siyasi araç idi, komunizmin Batı kapitalizminden üstün insan yetiştirdiğini gösteriyordu. Bu gün artık SSCB yok ama onun birleşeni ülkeler gene komunizm günlerinden kalma alt yapı ve devlet-güdümlü spor kültürü sayesinde gene başarılı. Batı’nın başarısını anlamak da kolay: Hayat standardı, bireyciliği önceleyen ve piyasa değeri yüksek olan ürün haline gelmiş olan spor başarısı.
İstanbul 2020’nin bir bakıma Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerine başlamamıza benzer bir getirisi olacak Türkiye’ye ve Hükümet’e. Nasıl ki 40 senedir sözde modernci, batıcı, ilerici hükümetler dönemlerinde bizi kapısında bekleten AB ilk olarak dindarlardan oluşan bir Hükümet zamanında kapıyı araladı, 2020 İstanbul ile de benzeri bir şey yapılmış olacak. Şimdilerde “İslamist” dedikleri bir hükümet zamanında ilk olarak bir Müslüman ülkeye Olimiyad yapma fırsatı verilmiş olacak.
Bunun siyasi getirisi ne?
Bir kere Türkiye’yi Gezi-vari eylemler veya başka benzeri yollarla destabilize etmeyi, hatta darbe yapmayı arzulayanların hevesini kesinlikle kursağında bırakacak. Mısır’da Müslümanlar’ın başarılı olabileceği bir demokrasiyi bebekken öldürenlere Türkiye’de artık İslam ile barışık demokrasinin kök saldığını ve entrikalar, komplolarla yıkılmayacak kadar güçlü olduğunu ispatlayacak. Demokrasi düşmanı, yerli-yabancı İslamofoblar da bunu bildikleri için Türkiye’nin kaybetmesi için dua ettiklerini saklamıyorlar.
Ekonomik getiri-gütürü
Ben Formula-1 pistinin yapılmasına karşı idim. Muhtelif doğa güzelliklerinin üç beş özentici zengin golf oynasın diye katledilmesi demek olan golf sahalarına da karşıyım. Nitekim Formula-1 GP’de haklı çıktım. Milyar dolarlık yatırım ancak bir iki yarışta kullanıldı. Şimdi otopark imiş herhalde.
Olimpiyad’ın da sanıldığı kadar büyük bir ekonomik getirisi olacağı kanaatinde değilim. Kısa ve orta vadede dahi yapılan masrafı karşılyacağını sanmıyorum. Yukarda da bahsettiğim gibi getiri öncelikle siyasi bazda olacak. Gene bununla alakalı diğer soyut getiriler de olacak. Şu ana kadar “gelişmekte olan ülke” kategorisindeki Türkiye “gelişmiş ülke” kategorsine girme yolunda büyük bir adım atmış olacak. Bunun indirekt ve uzun vadeli ekonomik, sosyal getirileri de olacak.
Nasıl ki bu gün Geziciler ve diğer Batıcı, laik vs malum kesimler Erdoğan’ın sağladığı imkanlar sayesinde kendilerini Batlılar’a karşı daha az ezik hissedebiliyorlar artık Olimpiyad yapmış bir ülkenin vatandaşları olarak biraz daha kendine güvenli hareket edebilecekler. Dileğimiz bu kendine güveni onu kendilerine sağlayan dindar insanlara karşı üstünlük taslayarak, saldırganlaşarak kullanmazlar bu defa.
Spor getirisi
Ben İstanbul ve muhtemelen diğer çevre illere yeni spor tesislerinin kurulmasının Türkiye’yi gelecek olimpiadlar ve diğer spor müsabakalarında fazla ileri bir yere götüreceğini sanmıyorum. Belki bir çok çocukların gençlerin spora ilgisinin artmasını sağlayabilir ama ülkelerin sporda başarıları ile büyük müsabaka tesisleri arsında sanıldığı kadar büyük bir bağ olduğunu sanmıyorum. Geçmişte olimpiyad yapmış Yunanistan, Meksika, Kanada gibi ülkeler bu bakımdan büyük sıçramalar yapmadılar.
Sonuç:
İstanbul’un kazanması her şeyden önce demokrasimizi sağlamlaştırır. İslami dünya-Batı ve diğerleri arasındaki buzların erimesine yardımcı olur. Ülkemizde de muhtelif siyasi kesimleri yaklaştırıcı rolü mutlaka olcaktır kısa veya orta vadede.
Alırız inşallah ve hayırlı olur!
Hamiş: CHP’nin İstanbul Belediyesi’ni alma hayalleri daha da uzaklaşır demiş mi idim? Ama bu zaten bahsettiğim büyük resimdeki siyasi getirinin parçasıdır.
Alamadık. Sızın de bahsettıgını noktaları dusunerek alsak ıyı olur dıye dusunuyordum. Ancak aslına bakarsanız daha ıcerden bır ses vermesınler dıye temennı edıyordu.
1) Spor herkesın yapması gereken bır sey, seyretmesı degıl. Dev gıbı 10 stadyum inşa edilmesinin yerıne, ıyı techız edılmıs 10,000 semt spor merkezını tercıh ederım. Spor saglıklı yasam ıcın sartken, cagımızın salgını dıabetın arkasındakı en onemlı etken hareketsız yasam tarzıyken, pek cok vatandas altyapı eksıklıgınden spor yapma ımkanından yoksunken sporun gosterı unsuruna para harcanmasına karsıyım.
2) Sporun ıs halıne getırılmesıne karsıyım. Bır kısının hayatını bellı bır spor dalına vermesı hayatını bosa harcamakla esdeger. Bir seyın “iş” sayılması ıcın tek krıter para kazanmak degıldır, o iş kamuya yararlı olmalıdır. Profesyonel futbolcular, yada amator sırıkla atlamacılar olmasa dunyada hıc bır sey aksamaz. Spor iş/meslek/bır numaralı ugrası halıne getırılmemesı gereken bır sey. Muzık hakkında da aynı seyı dusunuyorum. Kendı kendıne, arkadaslarla calıp soylemekte beıs yok. Ancak hayatını buna vakfedıyorsan, bos ısle ugrasmıs olursun. Dolayısıyla yenı yetısen neslın olımpıyat oyunları duzenlenerek sporcu olmaya ozendırılmesıne karsıyım.
Son olaylar benım ulkelere bakıs acımı muazzam degıstırdı. Ornegın Surıye’de Esed’e verdıgı destekle beraber artık Iran benım ıcın bıtmıstır. Allah şiileri nusayrilerle beraber haşretsin. Aynı şekilde olımpıyat oyunları oylamasında Qatar’ın olımpıyat duzenleyen ılk musluman ulke Turkıye olmasın dıye Turkıyeye oy vermedıgını duydum. Kendileri ilk olmak istiyormus. Eger bu dogruysa Körfez’i de sildim.
Son olarak sporda bu kadar şaibe yasayan bır ulkeye olımpıyat oyunları duzenleme gorevı verılmemesı aslında son derece adildır. Dusunsenıze adam şike yapıyor; mahcup olup, özur dıleyıp, istifa edecek yere gögsunu gere gere dolasıyor. Devlet ceza veremıyor. Ceza vermek UEFAya kalıyor… Ya dopıng yapanlara ne demelı? Yurt dısında onemlı basarı kazanan nerdeyse tum atletleımızde dopıng cıkıyor. Erdogan bugunku demecınde “dopınglılerın tumu kasti olmayabılır, madalyaları gerı almadık” demiş. Vatandas olarak talep edıyorum Turkıyeyı rezıl eden bu kısılerden hem madalyaları hem aldıkları oduller (yuzlerce altın) gerı alınsın.
BeğenBeğen
Tespitlerinizin bir çoğuna katılıyorum. Ama başta dediğim gibi mevcut dünyanın gerçeği, “spor sadece spor değil” ve Olimpiyad’ın ülke için siyasi getirisi: Birinci lige çıkıyorsunuz bir bakıma. Bunun indirekt getirisi var. Bizim için en önemli getirisi, demokrasinin daha da pekişmesi olacaktı. Tam da bunun için Gezi-zekalı, darbeperver, ülke düşmanları şimdilerde bir yerlerine kına yakmakla meşgul.. ama ben demokratik Türkiye’yi bu parazitlerin durdurabileceğini zannetmiyorum.
BeğenBeğen