AK Parti üyesi olmam bana AK Parti adına konuşma hakkı vermez ama tahminim odur ki Parti’nin vizyoner yönetcileri, siyasi stratejistleri gerçekten ister karşılarında onları sorgulayan, yönetimlerine ölçülü ama ciddi eleştiriler getiren, alternatifler sunan ve millet gözünde inanılırlığı olan bir muhalefetin olmasını. Nedeni basitçe bir futbol teşbihi ile açıklanabilir. Düşünün ki İspanya’da ve dahi Avrupa’da Real Madrid ile boy ölçüşebilecek takım yok. Kendisine en yakın olan Barcelona, Manchester United, Bayern Münih gibi takımlara ne alt yapıdan futbolcu geliyor, ne para verip iyi transferler yapıyorlar ve yönetcilerinin tek derdi koltuklarını korumak ve fanatik taraftar kitlesine sahip çıkmak. Sonuç: Real Madrid her yıl gerek İspanya gerek Avrupa’da şampiyon oluyor ve bunun getrilerini cebe indiriyor. Ancak şuursuz, bütün duygularını bu günün başarısına teksif etmiş fanatik taraftar bu durumu takımı için ideal olarak görür. Ronaldo, Benzema gibi yıldızları da hocaları da akıllı yönetcileri de bu durumun uzun süre devam etmesinin kendilerini de değersizleştireceğini bilir. Zira artık ne yanılışları teşhis etme-düzeltme motivasyonu olacaktır, ne iyi oyuncu almak için milyonlar harcamaya, ne alt yapıyı geliştirmeye çalışmaya. Spor medyası, kamuoyu da her maçı farklı kazanan takımın eksiklerini ya göremeyecek, görse de bu kamu nazarında makes bulmayacaktır. Rakip takımların eleştirileri, düşmanlık olarak algılanacaktır.
AK Parti’yi Real Madrid’in yerine koyalım. AK Parti’nin akilleri de Real Madrid gibi düşünecektir şüphesiz. Keşke karşımıza oyunu kuralları ile oynayan, bize meydan okuyabilecek, yenme ihtimali olan takımlar çıksa da oyundan biz de seyirci de zevk alsa, futbola ilgi artsa, seyircinin futbol anlayışı seviyesi ve dolayısı ile futbolun marka değeri yükselse ister.
Avrupa Merkez Bankası bir iki yıl önce Avrupa Bankaları’nı birer birer “stres testi” ‘nden geçirdi, finasal zorluk ihtimallerini göğüsleme kapasitesini ölçtü. Yapılan şey, şu anda batmak üzere olmayan bankaların, ciddi bir saldırı kaşısında dayanıklılığını ölçüp zayıf durumda olanlar için önlem almak idi. Kılkıçdaroğlu’nun liderliğindeki bir ana muhalefeti olan AkParti için “nerde yanlış yaptık, yapmaya devam ediyoruz” gibi soruları soranların niyetleri sorgulanacaktır büyük ihtimalle. Adeta “özeleştiri ancak kaybettikten sonra yapılır” gibi söylenmemiş bir ilke hakim. En matah gazeteciler en az sorgulayan en fazla muhalefet eleştirisi, iktidar beğenisi ifade edip, doğru bilgi, kaliteli tahlilin piyasa değerinin fazla olmaması, enerjinin günü kazanmaya teksif edildiğinin bir emaresi olsa gerek.
Bu durumda pek hoş karşılanmayabilecek olsa da , “kazanan takımın”, ilerde problem yaratabilecek hatta kazanılanların da kaybedilmesine yol açabilecek zaaflarından gözlemleyebildiğim güncelliği olan birinden söz edeyim: Patronaj-patrimonyalizm. Şüphesiz bu bir AK Parti olgusu değil, bu toprakların kadim sosyal yapısının sonucu, bize ana sütü kadar tabii gelen bir olgudur. O kadar tabii gelir ki bir MV mealen “tabii ki yakınları tercih edeceğiz; Allah’ın emrine mi karşı geleceksin” diyebilir. O zaman da “tabii ki CHP’lileri hakim, savcı atarım. Yok MHP’lileri mi atayacaktım” diyen Mehmet Moğultay ve 239 yakınını işe alıp SGK’yı batıran Kılıçdaroğlu da –artık hidayete ermiş olarak- ben de Allah’ın emrini yerine getriyordum diyebilir. Yüzlerce orta ve üst düzey bürokratın görevlerinden alınma, görev değişimine uğraması gibi veriler de bu “işi ehline verme” ve “liyakat” kriterlerinin ya doğru belirlenemediği, ya uygulanamadığını gösteren veriler olsa gerek. Bu minvalde Başbakan Davutoğlu’nun “liyakat” ve “kardeşim olsa..” vurguları, CB Erdoğan’ın bir çok konuşmasındaki “işi ehline verme” ‘nin önemini işaret eden söylemleri son bir iki yıldaki “çürük elma” tecrübeleri ile bir arada düşünüldüğünde , bu konuda daha dikkatli bir yöntem izleneceğinden, daha objektif ölçüm kriterlerinin uygulanacağından ümitvar olma sebeplerinden. Aksi, hak ettikleri görevlere gelemeyen liyakatli insanlardan çok milletin ve hakikatin menfaatleri hilafına sonuçlar verir yakın tecrübelerden görüldüğü üzre. Şunda şüphe yok ki AK Parti’nin alternatifi bu gün de yok, yakın bir gelecekte olacağına dair emare de yok. Dolayısı ile AK Parti kendisi ile yarışıyor. Dileğim bu yarışta Somali’li, Suriye’li aç çocuk için, Rabia şehidesi Esma kızımız için göz yaşı döken, Gazze’yi hediye eden ahlaksız paradigmaya “one minute” diyen ahlak ve vicdanla harmoni içerisindeki bir ahlak ve akıl kılavuz olur.
Olmazsa üzülürüm ama gidecek başka yerim yok.
Bekir Hocam , Mehmet Metiner’e biraz sert olmuş 🙂 kastı o değildi , ….son cümlesine kadar gayet iyi götürüyordu…..ama napalım ona ders olsun , çok cevval ….böyle hatalar bekliyordum/bekliyorum ondan , diğer taraftan 200 vekil’in yattığından dolayı hata yapmadığını düşünüyorum ben.
Stress testi örneği son derece haklı , aynı minvalde değil ama yukardaki vaka ile birlikte, test kelimesi aklıma ( MV adayından tutun, ilçe başkanı adayına kadar ) parti içi veya üst bürokratik mevkiler için , adaylara kurgusal olaylar ve tuzak sorular-şıklarla bezeli basın açıklaması yapma testi fikrini getirdi 🙂 100 soruda nasıl batırılır – nasıl idare edilir testi de denebilir ….
BeğenBeğen
🙂 Evet VB, çıkan çürük elma sayısı da aday belirlemede objektif kriterler ihtiyacına işaret ediyor. Bu yönde bir irade olursa metodu bulunur.
BeğenBeğen
Bekir Bey, AKPARTİ moronlardan müteşekkil takımlara karşı oynamaktan gayet memnun. Eleştiri meleştiri de istemiyor. İktidarı eleştiri görevi sadece muhalefette değildir. Basından da bunu beklerim. Allah aşkına kanal A haber’de yada Sabah gazetesinde AKPARTİye karşı en son ne zaman bir eleştiri okudunuz? Eleştirileri takip etmek için odatv, Sözcü, Doğan medyasına bakıyorum. Bizim cenahta eleştiri yok, tazim var. AKPARTİ ve AKPARTİliler her şeyin doğrusunu yapar nasıl olsa… Basit bir örnek vermek istiyorum. Faruk Çelik’in kızının hiç bir şekilde hak etmemesine rağmen İstanbul’da bir vakıf üniversitesinden Hacettepe Tıp’a geçiş yaptığını bizim cenahtan hangi gazete yazdı? http://www.odatv.com/n.php?n=hacettepe-universitesinde-bakan-kizi-torpili-iste-boyle-protesto-edildi-3006131200
Hacettepe mezuniyet töreninde bakan kızını protesto videosu
http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8C024
Eskiden başörtülüleri bölüm birincisi ikincisi olarak kürsülerde görürdük, artık bölüm birincileri kürsüye çıkıp haksız yere bölümlerine giren başörtülü bakan kızını yerden yere vuruyor. Bu olayın üzerine gidilip, Faruk Çelik istifa etse, kızı da Hacettepe’den kaydını tekrar layık olduğu okula aldırsa, AKPARTİ haklı eleştirileri dikkate alıyor derdim. Oysaki üstü kapatıldı gitti. Zaten bizim cenahda bu konu haber bile olmadı.
BeğenBeğen