Doğrudur, “dershaneler sebep değil sonuç” ama burdan “her şey olduğu gibi kalsın”, “hiç bir şeyi değiştirmeyelim” sonucu değil sebepleri kaldırmalıyız sonucu çıkar. Zira eskisi gibi saınıfta kalma, displine etme özelliği nerde ise ortadan kalkan, ne yabancı dil, ne doğru dürüst genel kültür, tarih, matematik öğreten ne de problem çözücülük, analitik, yaratıcı düşünce kazandıran bir devlet ve özel okullar sistemimiz var (evet üniversitelerimiz dahil), bir de bu okullara “test tekniği” öğrenerek girmeyi sağlayan paralel dershaneler-eğitim sistemimiz var. Ortaya çıkan mamül, zombileşen, aile hayatları kalmayan, en az gelişme ile diploma alan gençler.
İşte içinde “cemaat” geçmeyen bir tanımlama. Bu temel sorun yerine “cemaat ne kazanır ne kaybeder. Ak Parti bunu cemaate ders vermek için mi yapıyor” vb sorular etrafında konuyu tartışmak bana utandırıcı geliyor.
Daha önceki yazımda söyledim, bahsettiğmiz konu bırakın cemaati hatta dershaneyi, sadece eğitimin konusu olamayacak kadar büyük. Köklü çözüm yepyeni bir medeniyet paradigması inşası ile olur. Herhangi bir “değişiklik planı” ndan bunu beklemiyorum.
Ama sorumluluk mevkiindeki insanların “şu mektepler olmasa idi marifi ne güzel idare ederdim” veya “dershaneler kalsın, okulları kapatalım” deme lüksü yoktur. Başbakan Erdoğan’ın hiç bir konuya çaresizlik psikolojisi ile yaklaşmadığını, sorun gördüğü her konuya ne kadar büyük olursa olsun neşter vuran, paradigmanın kendisine meydan okuyacak kadar devrimci (“devrim gibi evrim” derim yaptıklarına) olduğunun anlaşılmış olması lazım.
Anlaşılmış olması gereken diğer şey ise R. Tayyip Erdoğan’ın tehditle, siyasi şantaj ile, seçim hesabı ile inandığı doğru icraatlardan vaz geçirilebilecek bir lider olmadığı. Buradan da Cemaat’in seçtiği metodun sadece gayri-ahlaki değil aynı zamanda fazla akılcı olmadığı sonucu çıkıyor. Sonuçta ne tür bir düzenleme çıkarsa çıksın “Cemaat” ‘in kendsine verdiği “ahlaki otorite zaafı tahribatını” kolayca bertaraf etmesi mümkün değil. Kendi menfaati söz konusu olduğunda babasını dahi tanımayan, her metoda baş vurmaya, herhesle işbirliği yapmaya müsait, Makyavelist bir grup imajını silmek çok zor olacaktır.
Bir de olayın teknik-hukuki boyutları üzerine bir kaç söz daha:
1. “Bu teşebbüs hürriyetini ihlal eder, AYM’den AİHM’den döner” argumanını karşı çıkma nedeni olarak sunan adı da “entellektüel” olan kimselerden ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı anlatamam! Ya hu kocaa hükümette sokaktaki adamın görebileceği bu basit gerçekleri görecek kimse olmadığını düşünmek hangi akıl, mantığa sığar? Sizler hala “kapatılmayacak ama ihtiyaç kalmadığı için kapanacak” ifadesinin manasını çözemediniz mi sahiden?
2. Dershanelere ihtiyaç duyulmayan, çocuklarımızın okullarda edindiği bilgi ölçümünün de okullarda yapıldığı veya merkezi olarak yapılacaksa da bu ölçüme hazırlığın da okulda yapıldığı bir sistemi tasavvur edemez misiniz? “merkezi sistemden” önce Türkiye’de bu veya benzeri vardı (okulların tek tek öğrenci seçmesi). Pek çok Batı ülkesinde de bu var. Ben eğitim sistemine paralel “sınav kazanma sistemi” olan gelişmiş ülke bilmiyorum.
3. Şahsen “merkezi sistem seçme sınavlarının” kaldırılmasından yana değilim. Bu sistem bütün aksaklıklarına rağmen uniform bir test sistemidir dolayısı ile subjektif değerlendirmeden, şikeden koruyan bir sistemdir. Okul başarısını baz alan bir sistem “hormonlu notlar”, torpil gibi sorunlar doğurur. Çözüm değil. Herkese uniform olarak uygulanan objektif bir test olmalıdır ama testin muhtevası değişebilir.
4. Nasıl bir test:
Öncelikle, ezberleme kaabiliyetini değil, zekayı (öğrenmeye yeterlilik) ve analitik düşünme kaabiliyetini ölçen bir test olmalı. Birikim ölçümü olacaksa bu genel kültür dediğmiz, o çağdaki insanların haiz olması gereken bilgileri ölçmeli, tripanozomaların sindirim sistemi bilgisini değil.
Daha önce söylediğim gibi üzerinde çalışılan plan kanunlaşıp, uygulamaya girdiğinde eğitimin bütün sorunları çözülmüş olmayacak ama çocuklarımızı, ailelerini dershane-holiklikten kurtarması başlı başına bir kazanım olur.
Önce neyin ne olduğunu “DOĞRU” anlayalım, dezenformasyonla manipüle edilmeyelim, ahlaklı tartışalım “PLAN” önümüze geldiğinde. Gelişmiş insanın farkı hangi konuları tartıştığında değil nasıl tartıştığında saklıdır zira.
“Kapatılmayacak ama ihtiyaç kalmadığı için kapanacak” ifadesini anlayamayanlardanım. İhtiyaç yoksa vatandaş, cocuğunu zaten göndermez. Dershaneler de diğer ihtiyaç kalmayan işletmeler gibi birer birer doğal bir süreç içinde kapanır. Çevrenizde kaç ayakkabı tamircisi, kaç kalaycı kaldı? Ayakkabılar ucuzladı, kimse ayakkabı tamir ettirmekle uğraşmıyor. Bakır tencere kullanan pek kalmadı, kalaycıya olan ihtiyaç sona erdi.. Serbest piyasa ekonomisine inanan biri olarak böyle kapanmaya can kurban. Zerre kadar itirazım olmaz. Ancak burdaki durumun bununla alakası yok. Dershaneleri yasal düzenleme ile kapatmayı düşünüyorlar. 4 yılda dershane kalmayacak diyorlar. Bunun kararını halk verecek olsa, kim böyle bir zaman sınırı verebilir ki?
AKPARTİ iktidarı döneminde, zaten kötü olan bir eğitim sistemi iyice kötüleşti. Bence AKPARTİ iktidarının en başarısız olduğu alan tartışmasız eğitimdir. Bırakalım dershanelere ihtiyaç var mı yok mu bu sakat sistemde çocuk yetiştirmeye çalışan ebeveynler karar versin. Dershaneler bu sistem içinde bir koltuk değneği görevi görüyor. İhtiyaç kalmadığında -inşallah bir gün kalmaz- zaten kimse koltuk değneğiyle yürümekte israr etmez.
Cemaat tepkisini gösterdiği için eleştiriliyor. Geziciler gibi, Ankaradaki ODTU protestocuları gibi yakıp yıksalarmıydı? Twiitterda organize bir şekilde tepkilerini gösteriyorlar. Hükümet burdan tepkinin boyutunu görmeli. Bu insanların tek yaptığı demokratik haklarını kullanmak. Fikir açıklamak teşvik edilmeli. Fikirlerin korkmadan açıklanabildiği bir ssitem temenni etmiyor muyuz? Cemaatin tepkisini göstermesine neden şaşırılıyor anlamıyorum?
Bunlar olup biterken Arınç çıkıyor paydaşlara soracağız diyor. Dünyanın her yerinde yönetişim (governance) prensibi öne çıkıyor. Devlet vatandaşlarını hiç birşeyden anlamayan çocuklar gibi görmekten vaz geçiyor ve sorunların çözümünü o konunun taraflarına danışıyor. Örneğin çözüm sürecinde düzenlenen akil insanlar toplantıları yönetişim uygulamasına iyi bir örnektir. Hükümet bu araçtan daha fazla konuda faydalanmalı. Bu konuda çoktan paydaşlarla (sadece dershaneler değil, aileler, öğrencilerle de) bir araya gelinmeliydi. Yönetişimin dereceleri var. Biligilendirme ve fikir sormadan bütçeleme yetkisine kadar gidiyor. Bütçeleme yetkisini halkla paylaşan belediyeler var mesela…
Dezenformasyon kampanyasından bahsediliyor. Hükümet şeffaf davranırsa, tasarıları halkla Zaman gazetesinden önce paylaşırsa kimse -kasten yada yanılarak- dezenformasyon kampanyası düzenleyemez. Şeffaflık ve yaptıklarını açıklama sorumluluğu hükümetin üzerindedir.
Tekrarlıyorum: cemaatten haz etmem. Ancak adil olmak ve hakkı savunmak durumundayım. Cemaat %100 haklı.
Not: Eğitim sistemine paralel “sınav kazanma sistemi” olan gelişmiş ülke Japonya var. Just for your information. Yani illa olmasını savunduğum için değil…
BeğenBeğen
Bahsettiğniz konularda fikirlerimi yazı ve yorumlarda ifade ettim.
Bu vesile ile bir çok kişinin yaptığı “dershane olmasaydı üniversiteye (veya iyi bir üniversiteye) giremezdim” argumanına cevap vereyim, tamam olsun:
Sen giremeseydin benim yeğen Şemseddin giredi birader! Bu bir yarış. Sonuçta “zero sum game” Dershaneler üniversiteye giren sayısını arttırmıyor ki, kimin gireceği konusunda belirleyici oluyor” (o parayı verebilecek olan).
Alakalı bir veri: En iyi öğretim veren ve en iyi öğrencilerin rağbet ettiği , yani yarışa zaten önde başlayan “Fen ve Sosyal Liseleri” ‘nde dershaneye gitme oranı :%94
Diğerlerinde yüzde %42.
Bu istatistiğin neyi gösterdiğni açıklamam gerekmiyor buranın zeki okurlarına.
Bir de Leyla Hanımn’ın gözünden kaçmış gözüken şu vurguyu 4üncü defa tekararlayayım:
“noble ends call for noble means” (Erdemli gayeler erdemli araçları gerekli kılar.
Haklı olmanız hedefe varmak için her yolu mübah kılmaz. Hele ki “islami” bir iddianız varsa.
Ortada olmayan bir planın “detaylarını” tartışmakta ve bunu da “cemaat” bazında yapmakta israr ediyorsanız, yazdıklarımı anlamadınız demektir.
BeğenBeğen
Tabii dershaneler olmasa üniversiteler boş kalmazdı. Şerafeddin girerdi. Çocuguna özel ders aldırabılen aılelerın cocukları gırerdı. Kabul edin dershaneler fırsat eşitliğini tabana yayıyor. “İyi de herkes ona da güç yetiremiyor” derseniz, özel derse yetirebilenden çok daha fazlası dershaneye yetirebiliyor derim. Ki tum bu dıscourse tamamen anlamsız, cunku dedıgım gıbı ozel bir tesebbusu kapatmak noktasında karar mercı devlet degıl halk olmalıdır.
Pis suyla camasır yıkanmaz. Insan her zaman prensıp sahıbı davranmalı katılıyorum. Zaman gazetesini idik didik okumuyorum. Samanyolunu seyretmıyorum. Twitter hesabım yok. Ancak takıp ettıgım kadarıyla Zamanın yayınlarında yanlıs bır sey yok. Sızan tasarı tam dogru degılse hukumet dogrusunu kamuoyuna sunsun ve Zamanı yazısını tekzib etmek durumunda bıraksın? Bu kadar onemlı bır konuda cemaat “hele bır kanunlassın sonra tepkı gosterırırız” mi dıyecek? Tabıı elıne gecen tasarıyı yayınlayacak. Tabııkı elınde ne varsa onun uzerınden tartısacak.
Pozisyonunuzu anlamıyorum.
BeğenBeğen
Tek ilavem: Dün geceki Başbakan’la mülakatı seyretmermişsiniz anlaşılan. Bu günkü gazetelerde metinleri var. “niye yapmadı” sorularınızın cevabı orada olabilir.
Bir de %94- %42 verisini gözden kaçırmışsınız. Analyamamış olmanıza ihtimal vermiyorum.
BeğenBeğen
“Fen ve Sosyal Liseleri” ‘nde dershaneye gitme oranı :%94, diğerlerinde yüzde %42 demişsiniz. Veriyi nerden aldıysanız referans verirseniz bakarım.
Verıden, normal liseler (sanırım şimdiki adıyla anadolu liseleri?) ilk gruba mı ikinciye mi dahil anlayamıyorum. Diğerlerine tam olarak hangi okullar dahil onu da bilmeyi isterim.
Kim gidiyor kım gıtmıyor tartısmasından bagımsız olarak, dershaneye güc yetırebılen aıle sayısı ozel derse guc yetırebılecek olandan cok daha fazla. Bu bır gercek. Dershanelerın fırsat esıtlıgını tabana yaydıgı da bır gercek.
Abdulkadır Selvı bugun baslık atmıs: “Hedef dershane mi Erdoğan mı?” diyor. Ben de “Hedef dershane mi cemaat mi?” diyorum. Savaş yanlış venue üzerinden yapılıyor.
Basbakanı dun seyretmedım. Bugun gazetelerde gordum. Bulabılırsem seyredıcem.
BeğenBeğen
Goglelama işni bana tevdi ettiniz, canınız sağ olsun 🙂
http://www.memurlar.net/haber/428225/
http://www.memurlarnet.biz/kamu-ajans/basbakandan-dersane-aciklamasi-h12181.html
Ortaya çıkmamış “okulda ücresiz hazırlık kurs”, “sınav sisteminde değişiklik” hatta müfredat değişikliği vb pek çok komponenti olan bir planı “cemaatin dershaneleri” nden ibaret olrak tartışmak niyetimin olmadığını defalarca söyledim. Konunun “eğitim sisteminin ıslahı” konusundan dahi büyük olduğunu da söyledim. Körün fili tanımlamasını veri alıp tartıştığımı sanmayı reddediyorum.
Katılmayabilirsiniz ama yazdıklarımı dikkate almak zorundasınız cevabi yorumlarınızda. Mevcut sitemi sabit alıp dershanelerin varlığı yokluğunun getiri-götürüsünü tartışmak yanlış kurulmuş denklemi çözmeye benzer.
BeğenBeğen
4kiz kardeşten 3 ü dershanesiz unı. Kazanmış bir ailenin uyesiyim. Son numara da ihtiyaçtan degil arkadaşları gittiği icin dershaneye gitti. Hicbirimiz de oyle deha seviyesinde zeka sahibi degiliz. ( Attigim mesajlardan da iq seviyesi ortada zaten ) Dersi dinleyip evde tekrar eden öğrenci icin dershaneye tonla para dökmeye gerek var mı , emin değilim.
Dershaneye gitmefim , istediğim unı. Yi tutturabilecek bir puan aldım , sonuc ; ille alanında kalacaksın dedi birileri . Pek amacım bu degildi ama ( serde koyunluk mu var nedir ) yakmadan yıkmadan hiç biyeri , peki dedik. Marmara İlahiyatin kapısında fotom problem oldu o zaman. Koca Prof. ( tipi de kocaman sıfatı da kocaman ) un biri (( arada rastlarım televizyonlarda ) tarafından kovuldum.
Twitter neyim de yoktu o sıralar , kanlar deli akıyor ama serde edep var , hak – hukuk bilgisi var , el- aleme ne demez kaygisi kol kirillir yen icre kalir hatta keskin sirke ddebiyati ya da ne bileyim serde koyunluk falan var herhalde uçan unı.ler kurduk polonya misal uç- bes hoca uç- bes talebe. Arabalar iki uç sokak öteye park edilir, Fatih’ten kalkilir Gebze’de ders yapılırdı. Tel. ler o sıra sabit ahizenin kablosu cekilirdi evde misafir varken.
Bu uç kardeşten biri istedigi uluslararasi iliskileri yurt disinda gurbet kusu olarak kuruyor. İkincisi 10 yıl sonra ilitam la falan karnı burnunda diploma almaya çalışıyor ( su gibi Arapça + hafız + YÖK un tanımadığı uluslar arası bir unı. Nin de dereceyle diplomasına sahip olduğu halde. )
Diger ikisi bu travmalarla büyüdüler ama elhamdulillah nisbetten rahat ortamlarda okuyorlar.
Biliyor musunuz kimse bu garip neslin yasadiklarini AİHM e şikayet etmedi. Kimse yahu bi durun bunların da hayalleri var demedi. Kamuoyu baskısı kelimesi akıllarına bile gelmedi bazısının. Sorun bu okulların sahiplerine öğrenciye – Veli’ye sorun bakalım ne diyecekler demedi kimse.
Koyunluk var ya serde nasibimiz buymuş dedik sustuk . Koyunluk oldugundan midir nedir Kader dedik razı olduk. Yakmadan yıkmadan millete rezil etmeden millete rezil olmadan çıkış yolları aradık. Önümüze düşen yol gösteren mühendislerimiz , egitimcilerimiz yoktu belki ne biliyim. Doğru yaptık demiyorum dikkat ! ama böyle yaptık diyorum.
Niye mı anlatıyorum bunları müslümanların ferasetsizligine üzülüyorum da ondan. Çıkar çatışması menfaat çığırtkanlığı en az müslümana yakışıyor da ondan.
Bu sabah Avrupa parlementosu mu sozcusu mu ne menem biseyse açıklama yapmış Türkiye’deki dershane meselesini yakından takip ederlermiş. Utandım.
Bu hizmete gönül vermiş sırt vermiş omuz vermiş onlarca sevdiğim samimi Müslüman adına , kendi adıma utandım. Dershanelerin sadece x, y, z öğretilen yerler olmadıgını bildigim icin utandım.
Kardeş kardeşe bu sekilde hitab etmemeli. Üslup bu olmamalı.
Karsimdaki kardesimse rövanş kaygısı gudemem. Üzülürüm sadece utanırım bir de . serde koyunluk falan var herhalde ondan …
BeğenBeğen
Estağfurullah Aysemine hanım. Bu tür hikayelere “şerbetli” olmama rağmen her defasında duygulanırım. Bu “IQ ve EQ seviyesindeki” yorumlardan daha fazla görmek isterim burada.
Malesef “dershane meselemizi yakından takip edenler” sadece AP’dekiler değil, New York’tan Londra’ya Brüksel’e, Gezi’deki ağaçlar için yanıp tutuşanlar meğer “şu dershanelerin hali ne olacak” endişesi ile uyku uyuyamıyorlarmış ( Zaman, Today’s Zaman ve Samanyolu’ndan duydum). Bkz. http://www.zaman.com.tr/dunya_askeri-rejimlerin-yasaklama-girisimleri-bile-basarisiz-oldu_2170911.html
Bilgi Notu: Leyla Şahin AİHM’ye gitti ama içerdeki laikçilerle -iş birliği içindeki Avrupalı İslamofoblar aleyhte karar aldırdılar.
BeğenBeğen
Bu kadar özelimi ifşa sebebim ; dershaneniz de unı. Kazanılır , nasipte varsa demek içindi.
Özelimi anlatma sebebim ; o unı. ye gidilemeyebilinir , nasipte yoksa demek içindi.
Özelimi paylaşma sebebim ; ” dershaneler olmazsa … ” ile baslayan cümlenin sonu itikadı acıdan baska yerlere gider demek içindi.
Ozelimi genellestirme sebebim ; AİHM ye gidildi evet ama yanimizda-yöremizde elimizi tutan ” abi ” ler yoktu demek içindi. Oraların edebini adabini bilenler gerekli olduguna inandiklarinda o mekanizmayi calistirabiliyorlarmis iste ona şahit oldugumu duyurmak içindi.
Özelimi anlatma sebebim ; kimsenin acisina “oh oldu” demek icin degil haşa tarihe not düşülmesi içindi.
Kimsenin takdirini ya da yergisini beklemiyorum bunu da belirteyim . ” Rıza nerede? ” derdi olsa keske derdimiz.
Babaannecigimin ” ele güldürmeyin ” dusturunu hatirlatmak istedim “kardeşlerime” , “abilerime”, “ablalarıma”.
Gönül kalp kırdık ise hakkını helal etsin hepsi.
Bu kavgada sesi gur cikan hangi taraf varsa -” dışarıdan ” bi gözle söylüyorum – yasananin şık olmadıgını bilsinler. Müslümana yakışmıyor …
Şeytan bizim gibi boş durmaz dualasalim saygılar…
BeğenBeğen
Hmm..Cemaat yurdunda kalmış cemaat dersanesine gitmiş ve üniv.kazanıp işe güce dalmış biriyim.Çok dindar biri sayılmam kesin cehennemlikimdir ayrıca.4 seçim AKP ye oy verdim,367 krizinde üzüldüm etkileyebildiklerime oylarını AKP ye vermelerini salık verdim.AKP ve RTE tayfasının ve Erbakan ekolünün cemaati senelerdir sevmediğini düşünür inanırdı hala öyle düşünüyorum.Cemaatinde bu saydığım grubu pek sevmediğini zaman,şartların onları desteklemek zorunda bıraktığını düşünüyorum ortada şimdilik daha iyisi olmadığı için.Dersane mevzu benim için turnusoldür.Hakka girmekten günah işlemekten pek korkan bir yanımda yok.açık kestirmeden yazayım.
Bu blog sahibi gibilerinin cemaat üyelerini Müslüman görmediklerine inanırım.
Bir daha RTE ve AKP ye(bak Ak Parti demiyorum)oy verirsem cehennemde yanayım.
Esatçe,Rkopar,Varank,Ş.Tayyar,M.Gayberi,M.Şebnem gibiler varken AKP savunmak artık bize düşmez.Onlarla değil aynı partiye oy vermek aynı cennete gitmem cehennem alevlerinde yanmaya razı olurum.
Bu blog sahibinden de bu hızla bu gazla bu RTE sevgisi ile M.F.Gülen için ağlak adam sulu gözlü kadın kılıklı neden hiç evlenmemiş gibi ifadeler gelmesini bekliyorum ve içten içe dediğini düşünüyorum.
Siyonist İsrail uşağı diyen A.ünal gibilere bu blog sahibinin de en yakında ekleneceğini görüyorum ve arttırıyorum bu blog sahibi yakında cemaate ana avrat dümdüz gider.
Ve yine arttıryorum hadi biz oy vermeyelim de görelim AKP nin gücünü oyunu.
Yazık..Cemaati güç yakalası olmakla itham edenlerin AKP yalakalığı nereye varacak bilmiyorum merakla bekliyorum.
RTE donla gezerken bu adamlar okul önlerinde Allah diyen talebe arıyorlardı.
Sahi ya islamı ne zaman tekelinize alacaksınız merakla bekliyorum.
BeğenBeğen
Ha bird eşunu söyleyim sahi.Hür teşebbüs aklı serbest piyasa hükümetin koca koca adamlaırn buna aklı ermiyormu denmiş yukarıda.A.Davutoğlunun dış işleri bakanı olduğu ,ESAD ın ESED olduğu,Mısırdan büyükelçisi bile kovulan,suriye konusunda tek sözü ESED e gücün yetiyorsa İsraile saldır diyen bir başbakanın kurduğu kabinede o dediğin akılda kimse yoktur eminim.’karşı taraf’ ‘saldrıyorlar’ ‘kara propaganda’ laflarının B.Arınç gibisini 1 haftada 2 kere yalancı çıkaranın hakkını hukukuna alnı secdeye değip değmemesine bakmam ben.Sahi yeni anayasaya ne oldu…AKP tek başına 367 ile girseydi meclise sizce yeni anayasa yaparmıydı?bırakın bu işleri babacım.Artık ya RTE bizi yicek ya biz onu.B3 KASIM 2002 DE DOĞAN GÜNEŞ ARTIK BATMIŞTIR.ELBET YENİ BİR GÜNEŞ DOĞAR.
BeğenBeğen
seni cin tony seni 🙂 sağ gösterip sol vurma böyle olmaz….bu kadar açık açık olmaz , sarıgülün ağzındaki inşallahlar maaşallahlar kadar olmuş…….aynı cennete gidicem dersen garanti değil ama, gitmicem dersen gitmemen garanti….bu bedeva ders! de benden olsun………
BeğenBeğen