Oktay Ekşi vakası: Bir devrin kapandığının resmi

Lise diploması ve kuvvetli bağlantılı, Cumhuriyet kazanımcısı baba sayesinde gazeteci yapıldı önce. Sonra 1960 darbecileri, “yeni anayasa yapmak için bize okur yazarlığı olan, darbeye iman etmiş biri lazım” dediler ve “Kurucu Meclis” üyesi yaptılar. Sonra Devlet kesesinden bol para ile Londra’lara gönderildi; orda bir Kıbrıs’lı fahişe – sonradan Türk pornosu yıldızı olacak- Feri Cansel’i arabaya atma dışında ne yaptığını bilen yok. Bütün bu başarılarından dolayı başyazar, şeyh-ül muharririn, değiştirilmesi teklif edilemez basın ahlak konseyi felan başkanı yapıldı. Hiç olmadı; hep yapıldı. Olacak ne ahlaki, ne entellektüel teçhizatı vardı zira (Bizim mahallede de çoktur yapılanlar ama ayrı konu).

Öyle görülüyor ki o ahlak Hürriyet’e dahi fazla geldi sonunda. Haysiyet celladı, pornocu, frikikçi Aydın’a “bu kadarı fazla” dedirten ahakın sahibi Basın Konseyi Başkanı olduğu ülke! Burası cehennem olmalı!

Read Full Post »

Değişim, dindar kadın, savrulma vs..(I)

Benim “tesettürlü kadını” tanıdığım yıllar 70’lerdeki üniversite yıllarımdır. Yok canım, bu tesettür annelerimizinki gibi diil. Alemsiniz walla! “Şuurlu Müslüman, mücahide..” den bahsediyorum -ki o da 70’lerde bu günkü “eğitimli, bilinçli, bireyleşmiş, modern, vokal türbanlı” tipine pek uymuyordu. O zamanlar “evlerimizdeki temizlikçi kadından” (yaa, sen ne sandın? Evlerimizde temizlikçi kadınlar, bahçıvanlar, aşçılar, kahyalar koşuştururdu ve dahi bu vesayetler istikarar mistikrar gibi başlarından büyük işlere burunlarını sokmazdı; nerde kaldı o güzel günler!), köylü, kenar mahalleliden farklı bir “kapalı kadın” modelinin ortaya çıkışı da o yıllara tekabül eder. 60’lardan kalma Şule Yüksel, Hatice Babacan gibi bir kaç istisna bir istatistiksel yekun teşkil etmezdi zira.

Peki nasıl bir tipti bu homo-türbanlıyus prototipi? Biraz zor söylemesi, zira çarşıda, pazarda, otobüs durağında pek seyrek te olsa rastladığımızda göz göze gelmekten haya ederdik. Ben öyleydim en azından; tanıdığım diğer dindar arkadaşlar için de durum çok farklı değildi. O zamanki mücahit üniversitelilerin hayal ettikleri helallik bu yeni türeyen çoğunlukla Kuran kursları öğerencisi olan tip idi. Bir arkadaşın bir av izi sürme ümidi ile hafta sonlarını Şehzadebaşı’ndaki kız Kuran kursu mevkiinde “sipere yatarak” geçirdiği de rivayet edilirdi.

Read Full Post »

Apturaaman, gene sana mı düştü bu yük?

..bu dava öksüz
Bu dava büyük.

Bildiğiniz üzere bizim Gassaraylı Apturaaman kendi çapında bir “kapatırım haa” deminde darbe yapmış. “Yapmış” diyorum ama Apturaaman’ın 60-70’lerin Orta Amerika’lı generalleri gibi, sabah en erken kalkan olduğu için darbe hakkını kullandığı kanaatinde değilim. Bizde bu işler organize işlerdir. Apturaaman’ın ayar çekmesi ile eş zamanlı olarak “başörtüsünü ben çözerim” (biliyoruz çözersin, daha sonra bulüzü, eteği, pantolonu …) CHP de “kim ben mi türbanı serbest bırakacak? Ağzından yel alsın!…laik düzen, ilkokullara türban sokacaklar…Ak Parti teklifini açık seçik yazsın ki Apturaaman Google taramaktan bitap düşmesin” stratejisini -ki bildiği tek satratejidir- uygulamaya koydu. Bir adet te AYM Başkanı’na küfür sallamayı ihmal etmedi ağzı açılmışken.

Read Full Post »

Bu kadar da Taraf olmayın! Ayıptır, günahtır!

“Kocam 117 yıllık ne yaptı” diye soruyor masum yüzlü bir anne (MED TV’de değl Taraf’ta) yanında başını okşadığı sevimli çocuğuyla (KCK sanığı Batman Belediye Başkan’nın eşi). Ergenekoncu medya da aynı soruları Ergenekoncu katiller için sorduğunda Taraf ne cevap verdi ise benim cevabım da odur bacım. Sen bilmiyorsan, Taraf bilmiyorsa ben nerden bileyim? Belki bir ay önce 18 aylık Zeynep’in ailesini, seninki gibi nice kınalı kuzuları parçalayan mayını yerleştiren katilleri sevk ve idare etmiştir. Belki Serap’ı yakan otobüsteki bombacıya para göndermiştir. Ergenekoncuların ne yaptğını yüzlerce haber, yorumda anlatan Taraf PKK-KCK’nın ne yaptığını da anlatsa onu da ezberlerdik belki.

Read Full Post »

Çağdaş sanat ve çağdaş CHP

Beşiktaş’taki sergiye saldıran CHP’liler, bir eseri parçaladı… Bimeras Kültür Vakfı tarafından dördüncü kez düzenlenen ‘iDANS Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali’ kapsamında Üsküdar, Beşiktaş ve Kadıköy meydanları için planlanan ‘Free Zone Istanbul’ (Serbest Bölge İstanbul) sergisi daha yerleştirme aşamasındayken Beşiktaş Meydanı’nda saldırıya uğradı. CHP Gençlik Kolları üyesi oldukları iddia edilen Kemalist grup sergide beğenmedikleri objeyi devirerek parçaladı.

Read Full Post »

Zira kadın işleri kadınlara bırakılamayacak kadar önemlidir

Kadın kolları başkanı dediğin böyle olur!

ANTALYA – Demokrat Parti (DP) Alanya İlçe Başkanlığı’nda genel kurul sonrası yapılan görev dağılımında partinin Kadın Kolları başkanlığına bir erkek getirildi.

Demokrat Parti (DP) Alanya İlçe Başkanlığı’nda genel kurul sonrası yapılan görev dağılımında partinin Kadın Kolları başkanlığına bir erkek getirildi.

Read Full Post »

İnsan dediğin…

Daha önce de söylemiştim en canice, en aşağılık fiilerin failleri için vahşi, hayvan, köpek, sırtlan, çakal, ayı, yılan vb deriz hakaret niyetine, İsrail’in Gazzelilere “terörist” demesi misali. Benim lisanımda bunların hiç biri hakaret kelimesi olmadı yıllardır. Şeytanın sadece insan suretinde olduğunu öğretti bana hayat. Diğer duygularım bende kalsın şimdilik.

4 üniversiteli kediyi tekmeleyerek öldürdü

11/10/2010 18:01

İzmir Bornova’da, üniversiteli 4 gencin, bir büfecinin baktığı sokak kedisini tekmeleyerek öldürmesi, güvenlik kamerasınca kaydedildi, hayvanseverler olaya büyük tepki gösterdi.

Read Full Post »

Mehmet Ali Erbil Vak’ası

Bu karakter yıllardır din, dindar ile dalga geçiyordu; ama bu normaldi, çağdaşlık şiarı idi. Dokundurmadı laik kesim. “Mum söndü”, “Kızılbaş” esprilerini (!) yapınca, blok olarak Kemalist mahalle sakini addedilen, Cumhuriyet Mitingleri, yasaklar, Ergenekonculukta ön saflarda yer alan Aleviler’in hassas noktasına dokundu ve “çok oldu”.

Antalya Altın Portakal Film Festivali’ne Bosna katliamları ve ırza geçme kamplarına duyarsız Emir Kusturica’nin onur konuğu olarak davet edilmesine karşı çıkan Semih Kaplanoğlu (Bal) ve ekibine cevaben “bizim için önemli olan onun sanatçı kişiliği” demiş Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve Organizasyon Komitesi. Ben de onlardan esinlenerek bu Mali’nin “sanatçı kişiliği” üzerine bir iki söz edeyim.

Sahi bu adamın sanatı neydi? Komedi mi? Bu zata komedyen diyenlere sorarım onun ağzından çıkmış bir adet zeka barındıran espiri var mı diye.

Read Full Post »

Teziçgiller “türban yasağı” konusunda yalan söylüyor!

Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç bu gün bir TV kanalında yaşına başına, adının başındaki “prof” titresine bakmadan yalan söylüyor idi, YÖK’ün “bir hoca başörtülü (şapkalı veya başka türlü) öğrenciyi sınıftan çıkaramaz, gerekli görürse tutanak tutar” ihtarını “kaos ötesi hukuk ihlali” olarak tevil ederken. “Ee, bunda ne haber değeri var; hayatı büyük bir yalan olan adam değil mi bahis konusu” derseniz haklısınız ama konum o değil.

Konum şu: Malesef gazetelerde köşe tutanlar, “kanaat önderi, fikir adamı, prof., milletvekili” titrelerini taşıyanların bir çoğu dahi şu meşhur “türban yasağı” konusunda ya alenen yalan söylüyor ya da kara cahiller. İşin kötüsü bir çok başörtüsü mağduru veya dindar kesim mensubu da Teziçgiller’in yalanına inanıp gerçekten “başörtüsü yasağı” nın kanuni temeli olduğunu ve Anayasa veya kanunlarda değişiklik yapılmadan bu yasak uygulamasının kaldırılamayacağına inanıyor.

Read Full Post »

Laikçiler de değişebilir

 
Ülkeler, toplumlar da kollektif göstergeleri itibarı ile yapı taşları olan insan vücudu gibi hareket eder. Nasıl ki bir insan bünyesinin sağlığının iyiye veya kötüye gittiğinin yüzlerce farklı göstergesi olur, aynı şey toplumlar için de geçerlidir.

Artık sokaktaki adam dahi bu toplumda değişimin tezahürlerini, siyaset, ekonomi, sosyoloji, bilim uzmanlarının yardımı olmadan da görebiliyor. Terör, dindar-laik zıtlaşması, rejim tartışmaları gibi konuların gündemde olmasına bakarak son sekiz yılda bir arpa boyu yol gittiğimizi söyleyen kimse kalmamış olması başlı başına mezkûr göstergelerden biri.

Bu sonucu aklı başında kimse çıkarmıyor, çünkü konu başlıkları aynı olsa da muhtevalar arasında dağlar kadar fark var. Kişisel barometrelerimden bir tanesi rejim muhafızı söz erbabının dün ve bugün aynı konularda neler söyledikleri. Laikçi donanmanın ‘Amiral Gemisi’nin Eski Kaptanı gayet güzel okumalar verir bana.

Devamı Star Açık Görüş’te

Read Full Post »