Bu tür sorunlar ailelerde sıkça yaşanır. Ailenin şımarık, yaramaz çocuğu “yemek yemieceğim işte” ile başlar şantajcılık kariyerine; başarılı olunca işi para vermezseniz şöyle şöyle yaparım ile devam eder; ordan bu iş “yakarım bu gezegeni lan” a kadar gider. Buna karşı ailenin vereceği tepkiler sonucu belirler. Rahmetli annem bütün yufka yürekliliğine rağmen “uğurlar olsun” demenin en etkin çözüm olduğunu bilirdi.
İmralı-PKK-BDP vs olgusunun tavrında şaşılacak bir şey yok. Varlıklarını sadece tehdit, şantaj, teröre borçlu olanlar Hatip Dicle yanında kara yılanın tekini de vekil yapsak, İmralı’daki çıngıraklı yılanı da başbakan yapsak başka şey yapamaz; başka bir hüneri de yok var oluş yolu da bilmiyor.
Biz gelelim Cumhuriyet’i, hatta Ülke’yi kuran, içtiğimiz suyu borçlu olduğumuz Parti’ye. Asker’in darbe yapacak mecali kalmayınca tamamı ile cinnet haline girdiler boşluk duygusundan; empati kurmak lazım. Kolay da değil, birdenbire Ordu+Seçkinler+ Medya = İktidar denkleminin artık cari olmadığı bilgisi karşısında içine girdikleri cinnet halimi anlamak lazım. Şarkının dediği gibi “what do you when you are faced with the knowledge that she doesn’t love you” (onun seni sevmediği bilgisi ile karşılaştığında ne yaparsın). (daha…)