Hay Allah! Sabah sabah güleceğim yoktu. Ağlayacağım hiç yoktu. Ama gorüldüğü üzre evdeki hesap çarşıya uymadı. Dün bir gazetede Ergenekoncu, kolyeli, şort – tişört uniformalı (askeriye alışkanlığı mı yeni moda mı aklım ermez) , zırhlı Mercedes Benz’li fakat “acından ölen” albayın dostunun “JITEM’cI ise ne olmuş. Devlet ona sahip çıksın” lafını günün incisi olmaya layık görmemiştim, “arasam şimdi onun gibi yüz tane inci bulurum hem de aydın veya bürokrat kesimden” diyerekten.
Ama bunu geçemedim. Haber’e gore doktor kene ısırması uzerine gelen hastaya “ben kenelerin hastalıklrına bakmam. Eger kenen rahatsızlandı ise kene hastalıklarına veterinerin baktığnı bilmiyormusun be cahil adam” diyesi imiş (tamam biraz süsledim, günah mı?).
Hmmm… altı sene memleketimizin ilmi ennn hakiki mürşit edinmiş güzide eğitim ve araştırma kurumlarında tııbbiye tahsil etmiş, o da yetmemiş bilmem kaç sene TUSS’a hazırlanmış o da yetmemiş ihtisas yapmış ilim ve irfan adamımızın mantığına göre:
Çok sevdiğiniz bakteriniz virusunuz mikrobunuz, bitiniz pireniz, bagirsak kurdunuz, şeridiniz falan iştahtan kesildi , neşesiz veya derin depresyonda ise cahillik yapıp doktorunuza koşmayın. Zira bu sevgili mahlukat insan değil hayvandır. Doktor recetesi ile hareket ederseniz bakarsınız sevimli “pet” iniz candan olur. Kim ister bunu? Hemen en yakındaki baytara koşun. Oturduğunuz yere gore muayene ücretleri doktordan da pahalı olabilir, ustelik ne SSK ne Yeşil Kart’tan anlarlar baytarlar ama gelen mala gelsin kenenız Rovni bakteriniz Bush veya minnacık mikrobunuz Junior’un canı yerine.
Tabii soylemeye gerek yok zehirli sarmasşık veya ısırgan zehirlenmesi falan oldugunda en yakındaki zoolog veya bulamadınız ziraat muhendisine baş vurun. Yazıktır sevgili ısırgan ve sarmasşığınıza.
İşte haberin tekmili birden:
Ben doktorum veteriner değil (daha…)
Read Full Post »