Archive for Ağustos 2007

By Israel Shamir

(Originally published in: http://www.israelshamir.net)

Even a broken clock is right twice a day. Abe Foxman, the head of the Jewish-Masonic thought police misnamed ADL, easily one of the most repulsive men in American public life, is not as good as a clock, but he can be right once in a while; and this time is now.

The US Congress, this modern areopagus of saints and sages, the highest moral authority of our planet, is about to condemn the Turks for massacring Armenians almost a century ago. 1915 was a long time ago, and the American legislators probably do not know where Armenia is and where it was then. This issue is a veritable can of worms, where nothing is as it appears.
(daha…)

Read Full Post »

Beraat Kandili

Beraat Kandili « Bir Münzevî’nin Notlarından…

Read Full Post »

61155.jpg (Videosu çok daha dehşet verici, ama elim varmadi koymaya. Bircok kaynakta “insan bunu nasil yapar” veya “esas ayı kim” türü ifadeler kullanlılmış. Ben ise “bunu ancak insan yapar” diyorum -BLY)

Bingöl’de ayıya taş ve sopayla işkence

Yavru ayı taş ve sopalarla 2 saat boyunca dövüldü.
23 Ağustos 2007 Perşembe 17:15

Bingöl’ün Yedisu ilesinde ilçesinden geçen Peri Suyu Sorik mevkiinde öğle saatlerinde serinlemek için suya giren bir ayıyı fark eden köylüler, hayvana saldırdı. Taş ve ucu sivri sopalar kullanan kişiler uzun süre ayıyı dövdü.

Köylülerin darbelerinden uzun süre kaçarak kurtulmaya çalışan ayı, zaman zaman nehir kenarında bulanan çalılıklara sığınmaya çalıştı. Yaklaşık 2 saat boyunca aldığı darbelerden korunmaya çalışan ayı hareket edemez duruma geldi.

‘Bir insan bunu nasıl yapar’ dedirten görüntülerin yaşandığı olayda, kanlar içinde kalan ayı, sonunda derede sürüklendi. Köylüler, ayıların sık sık arı kovanlarına ve küçükbaş hayvanlarına zarar verdiklerini belirterek, bundan dolayı 9 ayıya saldırdıklarını itiraf ettiler.

Kaynak: http://www.ensonhaber.com/news_detail.php?id=76265

***********************************************
koyluler-peri-suyu-nda-serinlemek-isteyen-bir_k.jpgkoyluler-peri-suyu-nda-serinlemek-isteyen-bir-5_k.jpgkoyluler-peri-suyu-nda-serinlemek-isteyen-bir-4_k.jpgkoyluler-peri-suyu-nda-serinlemek-isteyen-bir-2_k.jpg
(daha…)

Read Full Post »

Sayın Gökdoğan,

WordPress’te blogu bulunan bir TC vatandaşı olarak müvekkiliniz Sn. Adnan Oktar adına açtığınız dava sonucu verilen kararın mağdurlarından biri olarak yazıyorum.

Ama tabii ki tek kimliğim WP blogcusu değil. Ayni zamanda hakkaniyetten yana olan bir insan ve elhamdülillah bir Müslümanim. Edip Yüksel ‘i tanırım bir miktar ve hakkındaki düşüncelerim hiç te olumlu değil. Adnan Bey’in faaliyetlerinden ve yayınlarından da haberdarım. Yaratılış konusundaki fikirlerim kendisininki ile *örtüşmektedir* (BKz. or: “Akıllı Tasarım (AT) hakkında iki site ” ve onun yayıncılık faaliyetleri ile özellikle Bati dünyasında olumlu katkılarının oluğunu düşünenlerdenim.

Aşağıda kopyasını sunduğum, WP’den Matt’e hitaben yazdığım yorumdan da anlaşılacağı üzere ben bu WP’ye erişimin engellenmesi konusunda sadece muvekkilinzi sorumlu tutanlardan değilim.

Ama olayı “pire için yorgan yakma” olarak telakki ettiğimi *yazdım.*
Wordpress’e erişimin engellenmesi veya “pire için yorgan
yakma”.

Bu soncun dogmasında WP’nin ifade hürriyetine verdiği önemin rolünün
büyük olduğu anlaşılıyor. Aşağıdaki yazıdan da anlaşılacağı üzere ben
kendilerine bu hakkin veya WP ‘de yazma imtiyazının sınırları konusunu da gündeme getirdim.
(daha…)

Read Full Post »

English version
Aşağıdaki, Harun Yahya’nın açtığı , Türkiye’den WordPress’e erişimin engellenmesi ile sonuçlanan davaya taraf olan Edip Yüksel ’in mevzuuda bazı bloglarda yaptığım bir yorumuma cevabı. Bu meselede efkar-i umumiye , özellikle de bu karartmanın benim gibi mağdurlarına kendisini Hz. Davud, Harun Yahya’yı (Adnan Oktar) Calut (Goliath) olarak sunmayı başaran zat-i muhteremin kullandığı lisan ve serdettiği fikirler belki daha geniş bir perspektif edinmemize yardımcı olur diye düşündüm. Buyurun:
***************************************************
Wordpress’ten önce daha başka yüzlerce siteyi kapatan ve dünyayı kontrol etmeye heveslenen birini temsil eden Türk avukat Bülent Kalkan’ın bana yönelik suçlamaları doğru değildir.

Benim wordpress üzerinde hiç bir blogum yok. (Benim adıma tanımadığım birilerinin açtığı bir blogla da alakam yok). Buna vaktim de yok. Internette şu anda yazılarımı yayımlayan dört sitem var. Kronolojik sıraya gore bunlar:
http://www.yuksel.org
http://www.19.org
http://www.islamicreform.org
http://www.brainbowpress.com

WordPress’in sahipleri blog kullanıcılarının listesine baksalar sözkonusu blogların benimle hiçbir alakası olmadığın göreceklerdir. Ben hiçbir vakit kaçamak döğüşmedim. Adnan gibi köleler ve müritler edinip kendi adıma arenalara sürmedim veya başkalarının hazırladığı kitapların üzerine ismimi koymadım.
(daha…)

Read Full Post »

Türkçe versiyon
This is the response by Edip Yuksel, the person named in the lawsuit filed by Harun Yahya, of whose courtesy we are enjoying the WordPress black-out here in Turkey. He is responding to my comments regarding the matter in a couple of blogs. I thought the profound statements, accusations and insults coming from the “brother” who only wishes peace might help us get a better perspective on the whole shebang.
*******************************************
Dear brother Bekir:

The accusation of the Turkish lawyer, Mr. Kalkan, who represents a control-freak client who has blocked hundreds of websites before blocking wordpress, is not accurate.

I do not have a single blog on wordpress. Unfortunately, last year I came across a blog, which was using my name and posting a few articles of mine. However, if the owners of the wordpress check their database, they will know that none of those blogs have anything to do with me. (daha…)

Read Full Post »

A comment on the matter I made in another WP Blog:
Bekir L. Yildirim Weighs In « Here There and Everywhere

Full text:

This is another comment on the issue of Turkey Blocks WordPress. I really like it when, no matter which side the commenter weighs in on, their comments are to the point, well reasoned, and well presented.

See for yourself:

Knowing a bit from the first hand experience with the Turkish judicial system and the bureaucracy , I blamed primarily the system in this ostensibly minor event turning into a saga. It appears now that there is enough blame to go around including possibly the WP which I held blameless so far (see for ex. “WordPress banned in Turkey: a case of throwing the baby with the bath-water“).

Perusing through some of the comments on the matter it appears that some of the commenters have an ax to grind with Adnan Oktar (a.k.a. Harun Yahya) . They make his an issue of creationism versus evolutionism, which it should not be. The position Matt seems to be taking is that it is a free exchange of information in the internet , as parti of fundamental right of free speech.
(daha…)

Read Full Post »

Türkçe versiyon

Most of those who can read this may be wondering what this fuss over Turkish court decision to ban access to WP is all about. And for those who can’t reach, it might be a case of “if a tree fell in the forest and nobody heard it, did it really fall” conundrum. Let me explain: About 3-4 days ago when I tried to access my blog I was greeted with this announcement on the screen:

“Bu siteye erisim mahkeme karariyla engellenmistir.
T.C. Fatih 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2007/195 Nolu Karari geregi bu siteye erisim engellenmistir.
Access to this site has been suspended in accordance with decision no: 2007/195 of T.C. Fatih 2.Civil Court of First Instance.

I was taken aback but only a bit. I was well aware that I was in Turkey and had learned to never say never or “this can’t be”. Moreover, I was threatened with a legal suit in the past for a posting that apparently ruffled some feathers, and having heard of cases decided against the defendant without even bothering to inform him of the complaint or inviting him to the court, I surmised it was my turn this time.
(daha…)

Read Full Post »

44767.jpgEfendim epeydir “laikçilerin , batıcılıkları, çağdaşlıkları, laiklilikleri sadece kültürel ve şekilseldir. Bu kültürden de cinsellik, zevkperestlik ve İslam düşmanlığı öğelerini çıkarırsanız ortada çağdaş hiçbir şey kalmaz” der dururum. Dururum da bazı laikçiler alınırlar “bizi sadece mini etek ile kafa çekmeye indirgiyorsun” diye. Ne yapayım derim, müdafaamda açın gazetelerinize bakın, bu kavramlar adına kullandığınız kriterlerin hemen hepsi bu tür yüzeysel kültürel , hayat stili takliticiligi ve onlar için kullandığınız örneklerin tamamı da Bati kültürünün ancak bir veçhesini oluşturan cinsellik, zevkperestlik ile ilgili.

Bedri Baykam’ın sesi bir suredir çıkmıyor ama sağ olsun CHP’nin dış işleri kurmayı, Baykal’ın ennn çağdaş sağ kolu Onur Öymen durmadan bana bu iddiam için malzeme vermekle meşgul. İki yıl önce “Atatürk Ankara Palas’ta Cumhuriyet baloları düzenler, kadınları teker teker dansa kaldırırdı. Tayip Erdoğan bir kadını dansa kaldırabilir mi? Şimdi bunlar mı Türkiye’yi AB’ye sokacak” şeklinde bir sorgulama ile AB’ye giriş için Kopenhag değil Ankara Palas kriteri getiren Onur Bey, secim sonuçları karşısında ise “bunun mantıki açıklaması yok” ve “bunun rasyonel izahı yok” dedi. Sonra işi daha ileri götürüp “dur bakalım nasıl seçim sonuçları ayni gece belli oluyor; belli ki hile var; sayılmaz, kömür, altın, köpek ev ödevimi yedi..” şeklinde konuya bilimsel bir yaklaşım getirdi. . Onur Bey kadınları dansa kaldırmakla meşguliyetten bilgisayar teknolojisini ıskalamış olmalı. (daha…)

Read Full Post »

English version
Bu yazıyı okuyabilenler muhtemelen neden bahsettiğimi bilmiyorlar. Okuyamayanlar için ise durum “ormanda bir ağaç devrildi ve kimse duymadı ise, o ağaç gerçekten devrildi mi” vakıası. Açıklayayım: İki üç gün önce bu siteye ulaşmak istediğimde şöyle bir mesaj çıktı:

“Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.
T.C. Fatih 2.Asliye Hukuk Mahkemesi 2007/195 Nolu Kararı gereği bu siteye erişim engellenmiştir.
Access to this site has been suspended in accordance with decision no: 2007/195 of T.C. Fatih 2.Civil Court of First Instance.

Biraz sarsıldım ama fazla değil. Burasının Türkiye olduğunu ve asla “bu kadar da olmaz” dememek gerektiğini unutmamıştım. Üstelik geçmişteki bir yazımdan dolayı mahkeme tehditleri aldığım (ve kim bilir belki hakkımda dava açıldığı) ve Türkiye’de davalıya tebliğ zahmetine dahi katlanılmadan kişisel davaların karara bağlandığı vakialarinden da haberdar olarak bu mahkeme kararının sanal fakirhane ile ilgili olabileceği fikri fazla yadırgatıcı değildi.
(daha…)

Read Full Post »

Older Posts »