Ön Notlar: 1) Bu yazının Ingilizce orijinalini 2 sene kadar önce yayınlamışım. Bu gün yazılsa veya son 60 yılın herhangibir zamanında yazılsa güncelliğini koruyan yazılardan birini bu gün tercüme etmek, kendi duygularımı kendi lisanım ile ifade etmekten evla geldi.
2) Resim benim ilavem. Kaynak
James Zogby
Çeviri: Bekir L. Yıldırım
Bugün Kitty Genovese’i düşündüm. Bazılarınız hatırlamayacaksınız, fakat benim neslimden bir çoğu New York’ta onun ırzına geçilip bıçaklanarak öldürüldüğü haberini duyduklarında hissetiklkeri dehşet ve utancı hatırlayacaktır. Ülkeyi şoke eden, 37 kişinin Kitty’nin çığlıklarını duymalarına rağmen yardım için kıllarını kıpırdatmamaları idi. Yıllarca sonra bu rahatsız edici tepkisizliği analiz eden sosyal bilimciler buna “Genovese Sendromu” adıını koyacaklardı.
Bu gün Gazze’de olanlar hakkında da böyle hissediyorum. Cinayet Israil’in yanına kalıyor ve dünya buna müsade ediyor.
Muarızlarımın “Peki Gilad Şalit (25 Haziran’da kaçırılıp tutulan Israil’li asker) ne olacak”, “Hamas ve Islami Cihad ne olacak”, “Kasem füzeleri ne olacak”, diye kükrediklerini duyabiliyorum.
Cevabım basit: Şalit’in kaçırılması yanlıştır ve defalarca masum Israil’li sivilleri hedef alan grupların kötü ve aptalca taktiklerini kınadım. Bunu söylemiş olarak, iki gözlem ilave etmek zorundayım: Israil’in Gazze halkına uyguladığı kollektif cezalandırma için hiçbir ahlaki veya politik maazeret yoktur; ve Gazze’deki insani kriz Şalit’in 25 Haziran’da kaçırılmasından çok önce başladı.
Bu yılın Mayıs’ından önce yayınlanan raporlar Gazze’nin durumunu vahim terimlerle ortaya koyuyorlar. Dünyadaki nüfusu en yoğun yerlerinden birinde Gazze nüfusunun üçte ikisi fakirlik sınırının altında yaşıyor. Akut yiyecek, yakıt ve su kıtlığı var. Gıdasızlık ve hastalıklar genç nesil arasında çok yaygın ve ancak basit tıbbi hizmetler mevcut.
Gazze krizi Hamas’ın 2006 zaferinden öncelere uzanır. İsrail’in işgalinin ilk 25 yılında (1967-1993) Gazze bir sefalet mekanı idi. Sarah Roy’un “Gazze Şeridi: Siyasi Ekonomi ve Yeniden-gelişme” kitabındaki güzel ifadesi ile Israil bir yandan Gazze halkını baskı altında tutarken diğer yandan ekonomik gelişme fırsatlarını engelledi. Bu zaman zarfında, hiçbir alt yapı (kanalizasyon, stabilize yollar, vs) yapılmadı ve bir Isral’li Bakan’ın Israil’deki Filistin’li günlik işçilere gönderme yapan aşağılayıcı ifadesi ile çalışan nüfus “oduncular ve su taşıyıcılarından” ibaret hale getirildi
1993’te imzalanan Oslo Mutabakatı’ndan sonra Gazze’nin tek umudu alt yapısının ve ekonomisinin gelişip, dış dünyaya açılması idi. Batı’daki bir çoğu FI (Filistin Idaresi)’nin kötü yönetimini sorumlu gösterse de gerçekler başka yönü gösteriyor. İşgalin 1995-2005 yılları arasındaki kalıcılığı Gazze’nin ekonomik durgunluktan sorumlu idi. “Kağıt üzerindeki barış” ‘a rağmen İsrail Gazze üzerindeki kıskacını korudu. Yerleşimler ve Gazze’nin kuzeyinin güneyinden ve diğer Filistin toprakları ve dünyadan kopması şeklindeki fiziksel parçalanması devam etti. Giriş çıkışların yasaklanması demek ithalat ihracatın zorluğu ve dolayısı ile ekonomik gelişmenin olmayışı demekti. İsrail 2005’te tek taraflı olarak Gazze’den çekildiğinde durum daha da kötüye gitti. Israil 7000 işgalcinin geri çekilmesini “barış için acılı fedakarlık” olarak sunarken, bunu FI ile koordine etmeyi reddederek ve hatta Condolezza Rice ile yaptıkları anlaşmayı çiğneyerek (Gazze’ye giriş çıkışlar serbest olacaktı) geride kargaşa ile kızgın ve sefalet içinde bir nüfus bıraktı.
İsrail, küçücük şeritteki harici kontrolü arttırarak fiiliyatta dünyanın en büyük açık hapishanelerinden birini yarattı. Gazze içerisinde Filistinliler “serbest” idiler; sadece sefalet, ve silahlı çeteler biraz zorluk teşkil ediyor idi. Diğer mahkumlar gibi onlar da zaman zaman zlyeret edilir ve hediyeler alabilirlerdi fakat ekseriyetle dış dünya ile ilşkileri kesikti.
Felç halindeki ekonomi daha da kötüleşti. Israil’in Gazze sınırlarını mallara kapaması sonucu Isral’li firmalara taşeron iş yapan küçük Filistin imalathaneleri de kapanmak zorunda kaldı. Ve bu yaz Israil ihracatına izin vermediği için onlarca milyon dolarlık Filistin meyve sebzesi kontrol noktalarında çürüdü.
Hamas’ın Ocak 2006’daki seçimi ile, Gazze’nin durumu daha da kötüye gitti. Idari bütçesi için beynelmilel bağışçılara muhtaç olan Hamas liderliğindeki FI artık ondan dahi mahrum kaldı. Onbinlerce kamu görevlisinin (bölgedeki en büyük maaşlı çalışan grubu) artık hiçbir geliri yok. Hastahaneler ancak basit hizmetleri verebiliyorlar ve kritiik ve acil hastalar Israil’in cömertliği tutup kabul ertmedikçe tedaviden yoksun kalıyorlar.
En azından Israil ve Batı’nın Hamas Hükümeti ile temas kurmayı reddetmelerinden kaynaklanan krizi çözme gereğinin farkında olan, siyasi yelpazenin muhtelif yerlerindeki Filistinli liderler Mayıs ve Haziran’da birçok siyasi teşebbüslerde bulundular. Bunlar Hamas-dışı bir idareye ve dolayısı ile yardımların devamına önayak olacağı ümid edilen yeni bire milli mutabakat oluşturma gayretleri idi.
Bu noktada gene şiddet alevlendi. Israil’in militanlara karşı, etraftaki sivilleri hiçe sayan mükerrer suikastleri onlarca masumun (pek çoğu cocuk) ölümüne sebep oldu. Bu saldırılara Gazze ile sınırı olan bir Israil şehrine Kasem füze saldırıları ile cevap verildi. Ve 25 Haziran’daki Israil askeri noktasına yapılan Şalit’in kaçırıldığı ölümcül sadırı geldi. Israil’in cevabı bunlatıcı ve ölçülü-sert güç gösterisi oldu. Önceki saldırılarda Filistinli sivilleri öldürmelerine verilen menfii tepkilerle afallamış İsrail, bu defa sadırılarını daha çok tesisler üzerine yoğunlaştrdı: elektrik santrali, köprüler, bakanlıklar, bir üniversite ve muhtelif devlet daireleri. Fakat en büyük tahribatı yapan Gazze’nin boğulmasına yol açan kuşatma idi. Hastahaneler ve sosyal hizmet kurumlarının rapor ettiği alarm seviyesindeki yiyecek, yakıt ve ilaç kıtlığının sebebiyet verdiği yeni kayıplarla daha önce var olan insani kriz derinleşti.
İtaatkar Amerikan Yönetimi ve basınının eleştirisinden muaf bu kuşatma şimdi ikinci haftasında. Gazze ızdırap içinde – ve diğerlerimiz Kitty Genovese’in 37 şahidi gibi sessizce ve değişik derecelerde utandırıcı felç halinde seyrediyoruz.
[Amerikan] Yönetimi Israil’in kuşatmasının siviller üzerindeki etkisine alenen itiraz etmeyi uygun görmedi ve basın bu insani krize pek seyrek yer verdi.
Bazıları “ne oluyor” diye soruyorlar. Pek iyi cevaplar yok ve kesinlikle böylesi ağır bir kollektif cezalandırma için maazeret yok. Bunun Olmert Hükümeti’nin bir Israil askerini kurtarma gayreti olarak görülse dahi – ki Israil basını dahi artık bu maazerete inanmıyor – bu cevap orantısız ve gaddarca. Bu gün Gazze’de olan şeyin insanlık suçundan hiçbir eksiği yok – eğer bir Israil’li askerin acısının 1.5 milyon masum Filistinli kadın, erkek ve çocuğa çektirilen acıya ağır bastığına inanmıyorsanız tabii.
Daha da kötüsü, eğer Israil’in niyeti, bazı Israilli yorumcuların öne sürdüğü gibi Hamas Hükümeti’ni devirmek ise o zaman davranışları – şiddetin, sivillere karşı, onların selametini hiçe sayarak siyasi sonuçlar elde etmek için kullanılması- bir terör eylemi mesabesindedir. Bundan bir iyilik çıkmaz. Bu bir sorumsuz grubun ifa ettiği şiddet eylemi trajik sonuçlar doğuran orantısız cevap üretti.
İki malum hakikat akla geliyor: Filistin şiddeti Israil işgaline son veremez ve Israil şiddeti Filistinlilerin bu işgale direnişini yok edemez. Ancak akl-ı selim ve adalet barış ve güvenlik getirebilir; ne yazık ki akl-ı selim ve adalet te iş, yiyecek ve ilaç gibi gittikçe kıtlığı artan emtia arasında.
Bu esnada, biz de zavalli Kitty’nin 37 şahidi gibi seyrediyoruz.
[D. James Zogby Arap -Amerikan Enstitüsü’nün başkanıdır.]
17 Sayılı Amerikan Kanunu’nun 107’nci bölümü gereği bu materyal kar amacı gütemeden muhtevayı araştuırma ve eğitim amacı ile kullanalak için önceden ilgi ifade etmiş kimselere dağıtılmıştır.
“ISLAM’A SAVAŞ” – Insan Hakları Vakfı Altın Madalyası.
Bedava nüshanızı buradan ALABİLİRSİNİZ: http://www.twf.org/Library/woi3aL.pdf
=========================
Ilgili yazılar:
Filistin’den doğru haber kaynağı: FEM
Israil’i boykot, Mazlumlar icin yapilabilecekler
“Filistin Için sifahen Degil Acilen Yardim!”
Batı’nin Vicdanı, Yahudi, Ermeni Lobileri, Soykırım Tasarısı
Ve güzel bir haber, makale kaynağı:
Onlar israilli merhamet yok muhakkakta milyonlarca müslüman bizdedemi merhamet kalmadı böyle bir vahşete bu kadar sessizlik bu kadar tepkisizlik bu kadar acziyet yazık! Ucu kendi canına kendi kesesine dokununca sesleri ayyuka çıkan duyarlı? toplumlar topluluklar guruplar örgütler gözlermizin önünde çocuklar katlediliyor oturup kınamak o insanların acısnı hafifletmiyor. Hiçbirşey yapamıyorsanız haberleri seyrederken kanalı değiştirmek yerine dua edin.
BeğenBeğen
[…] fetva yayınlamadığını da unutmayalım. İsrail’deki son olaylara geliş süreci için şu ve şu yazılar da mutlaka […]
BeğenBeğen
bu ummet boyle uyudukca muharremde kerbelalar bitmez……
BeğenBeğen
İtaatkar Amerikan Yönetimi ve basınının eleştirisinden muaf bu kuşatma şimdi ikinci haftasında. Gazze ızdırap içinde – ve diğerlerimiz Kitty Genovese’in 37 şahidi gibi sessizce ve değişik derecelerde utandırıcı felç halinde seyrediyoruz.
durumumuz ayni yukarida yazdiginiz gibi:((((((((((
BeğenBeğen
ya ne kadar acımasız ne kadar hain insan sınız sız aslında sizlere insan bile denmez sizler hayvansınız o kadar cana kıydınız çocuklar kadınlar erkekler ne bu ya allaha şkur olsun onlar olurse bızler varız bu dın bu kıtap bu bayrak değişmedı değişmeyecek allahım haınlerın şerrınde koru onları hainleri kahru perişan eyle gazzedekı muslumanlara yardım eylel AMİN
BeğenBeğen
ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN FİLİSTİN
BeğenBeğen
ben bu filisdin lilerin ……. lütfen bu savaş dursun lutfen hey gazze halkı abilerim kartes lereim sakın bunu unutmayın ki biz TC sizin arkanısta ben kerem
,,
BeğenBeğen
ben birsey söylemiyorum allaha emanet etiyorum hey TAYİP baskan sen kör bu olanları
BeğenBeğen
bu yaptıkları insanlık suçudur lütfen bu şavaş daha çk müslümanın da ölmesine yol açmasın ve en kısa zamanda durdurursun bu israillerin hiçmi içlerinde allah korkusu yok allah filistinlilere yardım etsin israillerinde muakkak ki yaptıkları yanlarına kalmaz
BeğenBeğen
ey müslümanlar birlik günüdür üc beş kan emici yahudilere müslüman kardeşlerimizi teslim etmeyelim.efendimizin sözünü unutmayalım. müslüman müslümanın kardeşidir.genel kurmay sende duy sesimizi biz türk milleti olarak israile karşı savaşmaya hazırız.tsk sessiz kalma.
BeğenBeğen
Bune vurdum duymazlıktır böyle “düşman el sıkışıyor müslümanlar kan ağlıyor susmak neyimize…” Biz MÜSLÜMAN KARDEŞLERİNİZ olarak herdaim arkanızdayız.Birileri buna dur desin nerde BU DEVLET…
BeğenBeğen
allah butun muslumanlara yardım etsın bunların hepsı sınaw. kımse uzulmesın olen butun musluman kardeslerımız sehıt oldular.
BeğenBeğen
[…] L. Yıldırım blogunda, 2006 yılındaki sürece nasıl gelindiğine ilişkin kısa bir makaleyi çevirmiş. Sürece ve kök sebeplere ilişkin kısa bir özet sunuyor yazı. Bugünü anlamak için dünü […]
BeğenBeğen
[…] bir fetva yayınlamadığını da unutmayalım. İsrail’deki son olaylara geliş süreci için şu ve şu yazılar da mutlaka […]
BeğenBeğen
ALLAHİM LÜTFEN YARDİM EYLE.
DUALARİM SİZİNLE KARDEŞLERİM.
SEN BUYUKSUN YA REBBİM.
ONLARİ DARDA BİRAKMA YA REBBİM.
BeğenBeğen