Buranın leb demeden leblebiyi yutan düzenli takipçileri anladılar başlığın ilk yarısından bu gün Taraf Gazetesi’nden birilerine giydirme niyetimi. Bilmeyen var ise Gazete’nin “Düşünmek taraf olmaktır” sloganına göndermedir.
Kardeşlerimden biri bir tartışmamızda bazı isimlerden bahsettğimde “geri zekalılar kişilerle, vasat zekalılar olaylarla, zekiler ise kavramlarla uğraşır” sözünü hatırlatmış idi. Ne olacak ukala şey! Tartışmamız telefonda olmasa idi “van minit” diyip bi tane patlatırdım da! Zira gene buranın düzenli takipçileri teslim edecektir fakirin kişilerle uğraşmadığını. Kişiler ve olaylardan kavramlara varmaktır her defasında muradım. Bu yolculukta fikir ve malumat piyasasının baronların, monşerlerinin, geçimlerini imalat ve daha çok da distribütörlük ile sağlayanların basma-kalıp ifadeleri ile değil kendi beyin ve kalp gözü ile gördüklerimizin kendi kelimelerimizle tasvir ve tahlilidir yaptığım. Mallarımız organiktir ve kendi imalatımızdır hasılı.
Bu günkü yazı konumda geçen isimler de şahsiyetlere özel ilgimden değil. O işi yapan -eminim ki ilim ve irfanlarının derinliği sayesinde- gazete köşesi, TV stüdyosu kapmış tonla filozof var.
Sadede gelelim henüz sizi kaybetmedi isek.
Taraf Gazetesi’ni yayına başladığından beri, özellikle darbe-karşıtı, özgürlükler, meşruiyetten taraf cesur ve onurlu duruşundan dolayı can-ı gönülden destekledim. Bayiden gazete alma alışkanlığı olmayan fakirin gidip gazete bayilerine “niye Taraf getirmiyorsunuz. Niye az getiriyorsunuz?” demişliği de vardır Ahmet Bey! Artık dar boğazdan çıktığınıza göre komisyon çekimi postaya verseniz?
Çek demiş iken gene burayı takip edenler birilerine “eh naapalımn Islami gazete, demokrat yazar,.. bizden ” gibi saiklerle açık çek verme veya “dengeleri gözetme” politikam olmadığını da bilirler. (Bunun son örneği için Bkz. “Zaman müçtehidinin fetvası: Güç caiz kılar” ).
Daha önce burada Amiral Gemisi’ndeki üslubun aynısı ile Gazze’deki soykırımı “Gazze’ye üzüldük ama esas mesele antisemitizm, …6-7 Eylül’ü hatırlayın, Gazze’yi unutun…Şimdi Israil fiyat ödetir ” telinden ele alan birkaç Taraf yazarını eleştirdik. Sağda solda bir çok insanın yaptığı bu tür eleştirilere inatmıdır yoksa tiynet gereği midir bilmem Taraf Gazetesinin iki latife yazarı bu yaraya tuz-biber ekme noktasına götürdüler işi.
Önce bu ikilinin, dışarı bilgileri ikinci üçüncü el kaynaklarla sınırlı olanı, Ayşe Hür’ün ifadesine bakalım:
Ayşe Bacı’ya göre ha bizim Kandil’i bombalamamız ha Israil’in Gazze’yi bombalaması imiş. Erdoğan Peres’in kendisine “faili meçhulleri sormadığına şükretmeli” imiş. Gazze için kahraman kesilen Erdoğan Darfur konusunda niye sus pus imiş?
Hmm. Bayağı özgün ve bir o kadar da can alıcı tespit! Topu doksana takmış gerçekten Ayşe Bacı bu defa! Altı astarı sadece Amiral Gemisi’nin en fazla bir düzine yazarı aynı “derin tahlilleri” yapmış idi. Aklın yolu birdir zira. Ayriyeten her zaman söylediğim gibi “düşünmek taraf olmaktır”. Ayşe Bacı da tarafını açık seçik ilan etmiş.
Müstehzi üslubumu mazur görün sayın okurlar. Allah aşkına bu ifadeyi okuduğunuzda bırakın vicdanı bir tarafa “bu IQ seviyesinde biri böyle saygın bir fikir gazetesinde ne arar” diye sormazmısınız?
Kandil nire Darfur nire Gazze nire Ayşe Bacı? Darfur hakkında Sudan rejimin Islami olduğu ve ABD’deki neoconların rejimi devirmek ve bir kere daha parçalamak için (Güney’i ayırdılar, şimdi Batı’yı ayrıma çabasındalar) yıllardır hedefinde olduğu bir ülke olması dışında ne biliyorsun? Ordaki terörün sorumlularından Cencavitler’in (Janjaweed) Sudan Hükümeti’ne yakın olduğunu belki duydun ama diğer terör grupları olan Sudan Kurtuluş Ordusu ve Adalet ve Eşitlik Hareketi’nin ABD ve Israil bağları hakkında ne biliyorsun? ABD-Israil’in “terörle küresel savaş” sahtekarlığı ile Afrika’da hangi kirli oyunlar oynadığına vakıf olarak mı yazıyorsun yoksa “tasvir gücüne sahip olan” (Salman Rüştü- Şeytan Ayetleri) efendiler böyle diyor diye mi?
Kandil ne zamandan beri Türk işgali altında? Kaç sivil yaşıyor Kandil’de kaç hastane, kaç BM Merkezi bombalandı, kaç tane kadın çocuk katledildi? Kandil’de yaşayan masum Kürtlere yıllardır yiyecek, ilaç ambargosu mu uyguluyor Türkiye bacım? Daha önemlisi acaba niye topu böyle can alıcı sorular ile doksana takmak Peres’in aklına gelmez de senin aklına gelir hiç sorguladın mı?
Olmayacak. Kolay değil köşe yazarına hendek atlatmak. Gazze katliamından 3 yıl kadar, Lübnan katliamlarından 1 yıl kadar önce senin gibi bir sivri zekaya cevaben yazdığım (Ha Hamas-Ha PKK, Ha? ) yazısını oku Ayşe Bacı da sana devenin eğri yerlerini tarif etme işkencesinden kurtar beni!
Lafı eğip bükmeden söyleyeyim: Amberin Zaman Pennington ve Ayşe Hür Bacılar Gazze’yi minimize edip kirli entelektüel şantaj yaftası “antisemitizmi” öne çıkararak “Güç” e yalakalık yapıyorlar.
Enter Mrs. Pennington
İlkinin diğer elemanı Ayşe Bacı’ya göre daha ağır top. Hem ondan epeyce daha zeki ve “saygınlığını” Taraf’ta köşe tutmasına borçlu değil. LA Times, BBC gibi Batı’daki bir çok saygın “mainstream” medya kuruluşunda muhabirlik yapmış haber-yorumlar yazmış, yani dış “credential” ları olan biri. Bu yazılardan Washington Post’ta 10 yıl önce çıkan bir tanesi, Meclis’e alınmayan Baş Örtülü Vekil ile ilgili olanı hayatımı değiştirmiş (neticede mahvetmiş) idi ama objektivitesini de konuyu Amerikan okurunun dikkatine getirmesini de takdir etmiş idim. Şimdi Economist’in muhabiri aynı zamanda.
Bu Köşe Yazarı’nın daha önemli özelliği Sanço Panza –de-la- Nişantaşı’nın da magazinsel merakının konusu olan eşi. Neoconların önde gelen has adamlarından Israil dostu Eric Edelman’ın Ankara Büyükelçisi olduğu dönemde kocası Joseph Pennington da elçilik sözcüsü idi. Aradan geçen yıllarda Dick Cheney’in sağ kolu olan Edelman’ın yıldızının yükselmesi ile (Ulusal Güvenlik Baş Danışmanı oldu) eski sözcüsü Joseph Pennington’un yıldızı da yükseldi. Busht hükümeti onu Erivan Büyükelçiği chargé d’affaires (baş maslahatgüzar? –Erivan’daki ikinci adam anayacağınız) yaptı.
Ne alakası var bu özel bilgilerin konumuz ile?
Konumuz Gazze değil mi?
Değil, Amberin Zaman’a sorarsanız. Konumuz evet iyi tahmin ettiniz gene antisemitizm. Bu biyografik bilgilerin konumuz ile alakası da bundan.
Sezar’ın hakkını teslim etmek babında baştan söyleyeyim. Amberin Zaman Washinton’daki kudurmuş Siyonist neconların “pon pon kızı” Zeyno Baran-Bryza ile aynı kategoriye koymak büyük haksızlık olur. Zeyno kendi başına bir kategoridir zira.
Amberin Hanım Ahmet Hakan-de la Nişantaşı’na “ne alkası var benim annemin babamın, eşimin kim olduğunun Erdoğan’ı mı Gül’ü mü daha çok sevdiğimle” diyebilir haklı olarak. Lakin “benim eşimin neconların ve Washington-Tel Aviv eksenindeki Siyonist yapının has adamı olması ile, benim Gazze için sadece ‘Israil’in orantısız şiddeti’ gibi pek te sanitize State Department’ca lisan kullanıp meseleyi sadece ‘Türkiye’de kabaran antisemitizm’ boyutuna indirgememin ne alakası var”demeyecektir eminim, eğer medyada kimsenin yazamayacağı bu siyaseten yanlış satırları okuyor ise.
Yarın:
Ama Taraf olmak düşünmek değildir (II): Türkiye’ye aba altından sopa mı gösteriyorsunuz Mrs. Pennington?
kusura bakmayın lütfen de sizi, sıradan, renksiz, cemaatçi, ham enternasyonalist bir islamcı olarak tanımıştım bekir bey, yorumlarınız genelde o minvaldeydi ama tuhaf?
taraf’ı eleştirebilmeniz ilginç?
herhalde daha sık uğryacağım dükkânınıza, sağlıcakla…
BeğenBeğen
http://taraf.com.tr/makale/8327.htm
”
2. Türkiye’den, Ermenistan işgal altındaki topraklardan çekilmedikçe sınırı açmayız güvencesini alan Azerbaycan neden Karabağ sorununda esneklik göstersin ki?
Hele iddia edildiği gibi hızla silahlanıyor ise demek başka planları olabilir. (Karabağ savaşını izleyen biri olarak kendilerine bol şanslar diliyorum.)
”
vay vay vay , bacıma bakın , şans diliyormuş
”
Netice: Başbakanımızın başından beri dediği gibi artık Karabağ sorunu çözülmeden Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler normalleşemez. Bu da Azerbaycan ancak yedi rayon karşılığında Karabağ’dan vazgeçerse olur. Umarım taraflardan biri şapkasından bir son dakika tavşanı çıkartır bizi de utandırır.
”
ver elini bitsin bu iş , pazarlığı da bağladı…
kızım sen adını değiştirsene , bizim için de zorluk çıkarma , türk (veya kürt) veya müslüman gibi bir imaj uyandırıyor….olmadı aysha yap , ne bileyim araya bir W koy X koy Q koy karizmatik de olur ,hem sonra Hür’ü de değiştir,istersen ‘ruhuesir’ ‘beyniköle’ yada o kadar açıkseçik olmaz dersen , Pınar Kür’den Kür’ü al , soran olursa makyaj kür’ü dersin…sen mutlu biz mesut…..
BeğenBeğen
Evet, birileri bu konuda bu konuda açıkça Ermenistan’dan Taraf’tır. Mahcupyan-Esanyan-Pennington-Zaman, Belge- Berktay-Hür et al. koro halinde yazıyorlar.
Karşı tezi savunamazsın Her Taraf’ı bırak hiç bir Taraf’ta.
Sanıyorum daha önce de söyledim. Onların ikame edilen doğruculuk yöntemi basit: “Türk milliyetçi argumanını, al 180 derece çevir. Valaaaa! Bon apetit. Yersen.
Not:Ayşe’nin hatırladığuım son ncürümü: Bir sayfalık yazısının tamamını şu anda yaşayan en yaman Islam düşmanı, ve kariyerti de bundan ibaret olan Daniel Pipes’ı tek kaynak yapması idi.
Bu Dursun Çiçek’in notlarından Ak Parti değerlendirmesi çıkarmaya tekabül eder.
BeğenBeğen
7 rayon(il heralde) pazarlık için işgal edildi (gayet de doğal yani ablama göre)
peki o zaman
pazarlık için bir kapının kapalı kalmasının ne sakıncası var ?
gayet kansız bir çözüm
Ya da Ermenistanın ‘aç ermeni askerinin’ azerbeycana sığınacak derecede fakirliği karşısında petrol zengini Azerbeycan’ın pazarlık gücünün kullanılmasının ne sakıncası var ( makas giderek açılıyor ayşe bacım )
Tarihte o isim ermeni,bu isim rum,şu isim yahudi , bizden bi halt olmaz propagandistleri, merhametimizin kazanılmış hak olduğunu nereden çıkarıyorlar ?
Sınırları Hakkında kararsız (radyoaktif çekirdek misali)ve taşeronluğu tescilli bir ülkeye karşı , velev ki öyle olmasa bile Türkiye Cumhuriyetinin o kapıyı sonsuza kadar kapalı tutmasının en doğal egemenlik hakkı olduğunu idrak için ne gerekiyor acaba ?
BeğenBeğen